içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Ahlâkî Erdem ve Rezilliklerin Ölçüsü

Bismillahirrahmanirrahim

Ahlâkî Erdem ve Rezilliklerin Ölçüsü

Ahlâkî erdem ve rezillikleri teşhis etmenin ölçüsü nedir?

Ahlâk alanındaki temel konulardan biri, ahlâkî iş ve eylemin diğerlerinden nasıl ayırt edilebileceğidir. Yani ahlâkî fiili teşhis etmenin ölçüsü nedir?

Bu soruya farklı ve hatta çelişkili cevaplar verilmiştir. Bazı cevapların uyumsuzluğu, marifet bilimi ve dünya görüşü temellerindeki farklılıktan kaynaklanmıştır. Bu bakış açılarına kısaca değinecek ve sonra da İslâm'ın bakış açısını açıklayacağız:

Faydalı olmak: Bazılarına göre ahlâkî erdemin ölçüsü fedakârlık ve başkalarına faydalı olmaktır. Bunlar, bencillik ve çıkarcılık amacı güden fiilleri ahlâk dışı olarak nitelemiş, bunun dışındakileri ise ahlâkî olarak tanımlamışlardır.

Görevi ifa gayesi: Kant gibi düşünürlere göre fiilin ahlâkî olmasının ölçüsü, vicdandan kaynaklanmasıdır. Buna göre vicdanın insana yüklediği sorumlulukların, sadece sorumluluğun gereği olarak gerçekleştirilmesi ahlâkî fiildir. Fiilin gerçekleşmesinde başka bir etkenin rolü olması durumunda bu fiil, asla “ahlakilik” unvanı taşımayacaktır.

İnsan sevgisi: Bazı düşünürler, insan sevgisine dayalı olan ve bu sevgiden kaynaklanan fiili ahlâkî fiil olarak kabul etmişlerdir. İnsanda var olan insancıllık, insan sevgisi ve duygu eğilimi içgüdüsü, ahlâkî fiilin icra garantörüdür.

Makul çıkarcılık, adalet ve ruh güzelliği: Bertrand Russell gibi düşünürlere göre aklaniyete ve uzak görüşlülüğe dayalı çıkarcılık, kimi felsefecilere göre aklîlik, kimilerine göre adalet ve diğer bazılarına göre de ruh güzelliği, ahlâkî fiilin ölçüsüdür. Bu alanda daha farklı görüşler de vardır.[1]

Şehit Murtaza Mutahharî'ye (r.a) göre bu görüşlerin ve bakış tarzlarının doğruluğu, ancak din inancına dayalı olmasına bağlıdır. Çünkü maneviyat halkalarının başı yüce Allah'tır ve iyiliklere mükâfat veren de ancak odur. Maneviyatın bir parçası olan insancıl duygular, ancak insanın bu dünyada maneviyata inanması durumunda insanda kendini gösterecektir. Yani insan, ancak yüce Allah'a inanması durumunda insanları sevecek ve insancıl duygularını eyleme dönüştürecektir. Din inancı, ahlâkî ilkelerin dayanağı ve alt yapısıdır. Ahlâkı güzellik olarak algılayan ve güzelliği de makul ve manevi güzellik türünden gören kimsenin bu düşüncesi elbette ki doğrudur. Eğer biz, Allah adında mutlak, makul ve manevi bir hakikat ve güzelliğe inanmaz isek, başka bir manevi güzelliğe asla inanamayız. Yani ruhun manevi güzelliği veya fiilin manevi güzelliği, ancak Allah'a inanmamız durumunda anlam kazanacaktır. İnsan Allah'a inanmadığı sürece, Kant'ın savunduğu ahlâkî vicdan, insan için hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Makul çıkarcılık görüşü de aynı durumdadır. Ussallık ve makul çıkarcılık, insanın ölüm sonrası hayata inanması durumunda işlevini iyi yapacaktır. Çünkü bu görüşün savunucularına göre insan çıkarcı, çıkar düşkünü olarak yaratılmıştır ve kendi çıkarından başkasını da düşünmez. Bu insan, sonuçta kârlı çıkmak için öncelikle bir araştırmaya girişir ve bunun sonrasında yapmak istediği işi gerçekleştirir.

Eğer insan Allah'ın adaletine inansa, bu his, iyi bir icra garantörü olacaktır; ama eğer bu inançtan yoksun olsa, başkalarının çıkarlarını da sahiplenmek isteyecektir. Öyleyse bu görüşün de gerçek ve nihai amacına ulaşması, Allah'a ve ilâhî adalete inanmaya bağlıdır. [2]

İslâmî Bakış Açısı

İslâm dini açısından ahlâkî fiilin fazileti, insanî kemal ve yetkinliğe ulaşmada o fiilin etkisine bağlıdır. Bu yüzden insan ruhunun ıslahında, yeniden yapılanmasında ve nihaî yetkinliğe ulaşmada etkili olan her iş erdem sayılır, aksi durumda ise ahlâkî rezillik ve erdemsizliktir. Elbette ki burada insanın kendi istek ve iradesiyle yapmış olduğu fiil kastedilmektedir.

Hatırlatılması gerekir ki bu etki, ya doğrudan veya (yetkinlik kazanma zeminini hazırlamak suretinde) dolaylı olarak gerçekleşir. Bu nedenle de İslâm dini bu işi ahlakilikle nitelendirmiştir. İnsanın nihai kemal ve yetkinliği, Allah'a yakın olmaktan ve ilâhî sıfatlarla donanmaktan ibaret olduğuna göre, bu yüce ülküye ulaşmada etkili olan her şey İslâm dini açısından ahlâkî erdem sayılmıştır. Allah sevgisi, zikir, sadakat, emaneti koruma, ahde vefa, sabır, direnç, hikmet, adalet, iffet, cesaret, züht, takva, zihin berraklığı, tevekkül, dua, Allah korkusu, güzel ahlâk, yoksullara yardım, öksüzlere yardım, insanlara hizmet düşüncesi, fedakârlık, özveri, akrabalık bağlarını koruma, affetme, bağışlama... sözü edilen erdemlerin bazı örnekleridir.

İnsanı kemal yön ve ülküsünden saptıran ve Allah'a yönelişten alıkoyan her şey de ahlâkî rezilliktir. Bencillik, keyif düşkünlüğü, nefsin arzularına uyma, kendini beğenmişlik, büyüklenme, gururlanma, yalan, haset, cimrilik, dünya sevgisi, dedikodu, iftira, riyakârlık, yüce Allah'ı gazaplandıran her günah ahlâkî rezilliğin örnekleridir. Bu açıdan bakıldığında, farzları terk etmek ve günahları işlemek, ahlâkî rezilliklerin en büyüklerindendir.[3]

Hatırlatmak gerekir ki, faziletlerin ve erdemlerin etkisinin farklı derece ve aşamaları vardır ve bu farklılık, işin gerçekleşmesini sağlayan marifet ve gayenin ölçüsüne bağlıdır. Nasıl ki ahlâkî rezillikler ve günahlar da, kötü sonuçlarının ölçüsü bakımından büyük ve küçük olmak üzere iki sınıfa ayrılmıştır. Buna göre insanı Allah'a daha çok yakınlaştıran, daha çok manevi sonuç ve etkileri olan, insan ruhunun tezkiyesinde daha çok rol oynayan bir iş, elbette ki daha faziletlidir.[4]

 

-----------

[1]- Konu hakkındaki bakış açılarının detaylarını ve onlara getirlen eleştirileri öğrenmek için şu kaynaklara bakabilirsiniz: Felsefey-i Ahlâk (Ahlâk Felsefesi), Murtaza Mutahharî. Ta'lim ve Terbiyet Der İslâm (İslâm'da Eğitim ve Öğretim), Murtaza Mutahharî. Felsefey-i Ahlâk (Ahlâk Felsefesi), Muhammet Taki Misbah Yezdî. Felsefey-i Ahlâk (Ahlâk Felsefesi), Seyyid Muhammed Rıza Müderrisi.

[2]- Ta'lim ve Terbiyet Der İslâm (İslâm'da Eğitim ve Öğretim), Mutaza Mutahharî.

[3]- Nazar-ı Ahlâkiy-i İslâm (İslâm'ın Ahlâkî Görüşü), Hüseyin Hakkani Zencanî. Seyr ve Süluk, Mahmut Behişti. Noktehay-i Ağaz Der Ahlâk-i Amelî (Amelî Ahlâkın Başlangıç Noktaları), Muhammed Rıza Mehdevi Keni. Reviş-i Hodsazî (Nefsi Arındırma Yöntemi), Yazarlar: Feride Mustafavi (Humeyni), Fatıma Caferî, Sıddıka Masumî. Ahlâk-ı İslâmî, (İslâm Ahlâkı), Habibullah Tahiri. Makalat (Makaleler), Muhammed Şucai, iki cilt. Pertovî Ez Ahlâk-ı İslâmî (İslâm Ahlâkından Örnekler), Seyyid Muhammed Şefiî Mazenderanî.

[4]- Ta'lim ve Terbiyet Der İslâm (İslâm'da Eğitim ve Öğretim), Murtaza Mutahharî. Selametiy-i Ten ve Beden (Beden ve Ruh Sağlığı), Mahmut Behişti. Ahlâk-ı İslâmî (İslâm Ahlâkı), Habibullah Tahirî. Felsefey-i Ahlâk (Ahlâk Felsefesi), Murtaza Mutahharî. Ahlâk-ı İslâmî (İslâm Ahlâkı), Ahmet Deylemî ve Mesut Azerbaycanî.

Tarih: 19-10-2022

FACEBOOK YORUM
Yorum