içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Diğer Dinlerde Hz. Mehdi (a.f)

Bismillahirrahmanirrahim

Diğer Dinlerde Hz. Mehdi (a.f)

“Va’dedilmiş Mehdi inancı sadece Müslümanlara mı aittir yoksa diğer dinlerde de böyle bir inanç var mıdır?" diye sorulabilir.

 

Bu konuyla ilgili olarak "Mezkûr inancın Müslümanlara özgü olamadığını söylüyoruz. Bütün ilahî dinlerde bu inanç vardır. Bütün dinlerin mensupları dünyanın karanlık ve buhranlı bir döneminde yani her yeri zulüm, fesat ve dinsizliğin kapladığı bir esnada büyük bir kurtarıcının zuhur edeceğine, gaybi fevkalade bir güç sayesinde dünyanın bozuk durumunu düzelteceğine ve Allah inancını dinsizlik ve maddeciliğe üstün kılacağına inanmaktalar. Bu güzel müjde sadece Zerdüştlerin mukaddes kitaplarından sayılan "Zend, Pazend ve Camasibname" kitapları ile Yahudilerin mukaddes kitabı "Tevrat" ve ilaveleri ve hakeza Hristiyanların mukaddes kitabı "İncil" gibi bâki kalan semavî kitaplarda değil; hatta Brahmanlarla, Budistlerin mukaddes kitaplarında bile vardır.

 

Bütün millet ve dinlerde bu inanç mevcuttur. Hepsi de böyle va’dedilmiş gaybi ve güçlü bir kurtarıcıyı beklemekte ve her millet onu özel bir lakapla anmaktadır. Zerdüştler "Suşyans" (dünyanın kurtarıcısı), Yahudiler "Server-i Mikaili", Hristiyanlar "Va’dedilmiş Mesih" ve Müslümanlar ise "Va’dedilmiş Mehdi" olarak adlandırmışlardır. Zerdüştler onun İranlı ve Zerdüşt dinine mensup olduğuna inanırlar. Hristiyanlar onun kendi dinlerinden; Yahudiler, Ben-i İsrail’den ve Musa’nın dininden; Müslümanlar ise, Ben-i Haşim (Haşimoğulları) soyundan ve Hz. Peygamber’in (s.a.a) evlatlarından olduğunu söylerler. İslam’da "Mehdi" tam olarak tanıtılmıştır ama diğer dinlerde böyle değildir.

 

Dikkate değer bir nokta da şudur: Diğer dinlerde bu büyük kurtarıcının belirtilen özellikleri İslam’ın va’dettiği İmam Hasan Askeri’nin (s.a) oğlu olan Hz. Mehdi’ye (a.f) tıpatıp uymaktadır. Onu İranlı saymak da mümkündür. Zira Hz. Mehdi’nin (a.f) ceddi sayılan İmam Zeynelabidin’in annesi İranlı bir prensesti. Adı “Şehribanu” olan bu hanım, Sasani padişahı Yezdgerd’in kızıydı.

 

Aynı şekilde İsrailoğullarından da sayılabilir; zira İsrailoğulları da Haşimoğulları da Hz. İbrahim’in (a.s) soyundandır. Haşimoğulları, Hz. İsmail’in (a.s) soyundandır. İsrailoğulları ise, İshak’ın soyundandır. O halde Haşimoğulları ile İsrailoğulları bir soydandır. Keza Hristiyanlarla da akrabalığı vardır; zira bazı rivayetlere göre Hz. Mehdi’nin (a.f) annesi Romalıydı; "Nercis" adlı bu hanımın hayat hikayesi kitaplarda ilginç bir kıssa olarak yer almıştır.

 

Aslında evrensel bir kurtarıcıyı herhangi bir millete mal etmeğe çalışmak doğru değildir. Bilâkis, ırk, din, millet ve ülke ayrımı ile savaşmak için gelecektir. O halde Hz. Mehdi (a.f), evrensel bir kurtarıcıdır ve Allah’a tapan insanları korumak ve kurtarmak için çalışmaktadır. Onun galibiyeti tüm nebi, resul ve salihlerin galibiyetidir. İslam dinini yani Hz. İbrahim (a.s), Hz. Musa (a.s), Hz. İsa (a.s) ve diğer peygamberlerin getirdiği semavî dinlerin en gelişmişi olan bir dini himaye etmektedir. O, Hz. Muhammed’in (s.a.a) nübüvvetini, yani Hz. İsa (a.s) ve Hz. Musa’nın (a.s) müjdelediği Hatemü’l Enbiya’nın gerçek dinini savunmaktadır.

 

Biz Hz. Mehdi’yi (a.f) ispatlamak için eski kitaplarda yer alan tebşirlere istinat etmiyoruz. Esasen buna ihtiyaç da yoktur. Biz sadece evrensel bir kurtarıcının zuhur edeceği gerçeğinin bütün dinlerde ortak bir inanç olduğunu, vahiy kaynağından kaynaklandığını ve bütün peygamberlerin bunu müjdelediğini ifade etmek istiyoruz. Bütün milletler onu beklemektedir. Ama kimin Hz. Mehdi (a.f) olduğu hususunda, hataya düşülmüştür.

 

Mehdi İnancı ve Kur’an-ı Kerim

 

"Mehdi'lik destanı doğru bir şey olsaydı, Kur’an-ı Kerim’de de mutlaka geçerdi. Halbuki “Mehdi” lafzı bile Kuran’da mevcut değildir" diyenler de vardır.

 

Böyle düşünenlere şunu hatırlatmak gerekir:

Evvela sahih bir inancın teferruatıyla Kur’an-ı Kerim’de geçmesi şart değildir. Nitekim birtakım sahih olan fer’i konular vardır ki Kur’an’da asla zikredilmemiştir. Bu yüzden bir inanç “Kur'an’da zikredilmemiş” diye reddedilemez. Öte yandan Kur’an’da birtakım ayetler vardır ki Allah hizbinin, dindarların ve salih kulların günün birinde yeryüzünün egemenliğini ele geçireceğini ve İslam dininin tüm dinlere üstün olacağını müjdelemektedir.

 

Örneğin Allah-u Teâlâ, Enbiya suresinde şöyle buyuruyor: “Andolsun biz Zikir’den (Tevrat) sonra Zebur’da da "Hiç şüphesiz salih kullarım yeryüzünün varisi olacaktır" diye yazdık.” [1]

 

Nur suresinde şöyle buyuruyor: "Allah içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va’detmiştir: "Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak; kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir." [2]

 

Kasas suresinde şöyle buyuruyor: "Biz ise yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler ve mirasçılar kılmak istiyoruz." [3]

 

Saf suresinde ise şöyle buyurmaktadır: "Peygamberlerini hidayet ve hak din üzere gönderen O’dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam’ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile." [4]

 

Bu ayetlerden kısaca şu anlaşılmaktadır: "Birgün gelecek ki yeryüzünün hakimiyeti müminlerin ve salih sahibi insanların eline geçecektir. Onlar beşerî medeniyetin öncüsü olacaklardır. İslam dini bütün dinlere galip gelecek, şirkin yerini tevhit alacaktır. İşte o parlak asır, beşeriyetin kurtarıcısı ve gaybi kurtarıcı olan Va’dedilmiş Mehdi’nin zuhur ettiği gündür. Bu cihanşümul ve çok boyutlu inkılap da salih Müslümanların vasıtasıyla gerçekleşecektir.

 

Ayetullah İbrahim EMİNİ

 

--------------

[1]- Enbiya, 15.

[2]- Nûr, 55.

[3]- Kasas, 4.

[4]- Saf, 9.

Tarih: 15-12-2023

FACEBOOK YORUM
Yorum