içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Ehl-i Beyt (a.s) ve Kur’an ?limlerinin Temelini Atma - 3

Bismillahirrahmanirrahim

Ehl-i Beyt (a.s) ve Kur’an ?limlerinin Temelini Atma - 3

Kur’an Ayetlerinin S?n?fland?r?lmas?

Kur’an ilimlerinden biri de Kur’an ayetlerinin “nasih” ve “mensuh”, “muhkem” ve “müte?abih”, “mücmel” (üstü kapal?) ve “mübeyyen” (aç?k) gibi s?n?flara ayr?lmas?d?r.

Ehl-i Beyt'in buyruklar?nda, Kur’an-? Kerim'i do?ru anlamak ve tefsirini ö?renmek için ayetlerin k?s?mlar?n? tan?maya çok önem verilmi?tir. Öyle ki, bu konuda do?ru bilgiye sahip olmamak, dini ve Kur’an’? anlama konusunda temel sapmalar?n kayna?? bilinmi?tir.

?mam Cafer-i Sad?k'tan (a.s) rivayet edilen bir hadiste ?öyle geçmektedir: Kur’an’?n nasihi ile mensuhunu, muhkemi ile müte?abihini, Allah'?n onda helal etti?i ?ey ile haram etti?i ?eyi tan?y?n. Çünkü bu i? sizi Allah'a daha da yak?nla?t?r?r; cehalet ve bilgisizlikten uzakla?t?r?r. Cehaleti ehline b?rak?n; çünkü cehalet ehli çok ve ilim ehli ise, azd?r.

Allah-u Teâlâ ?öyle buyurmu?tur: "Her bilgi sahibinin üstünde daha bir bilen vard?r." [1]

?mam Cafer-i Sad?k (a.s) kanal?yla ?mam Ali'den (a.s) nakledilen Muhkem ve Müte?abih Risalesinin mukaddimesinde, bu ilme sahip olmaman?n Kur’an-? Kerim'i anlama konusunda sapmaya neden oldu?u bildirilmi?tir.

?smail b. Cabir, ?mam Cafer-i Sad?k'tan (a.s) ?öyle duydu?unu rivayet eder: Allah-u Teâlâ, Muhammed'i (s.a.a) gönderdi ve peygamberlere onunla son verdi. Dolay?s?yla ondan sonra bir peygamber gelmeyecektir. Allah ona bir kitap indirdi ve o kitapla kitaplara son verdi. Dolay?s?yla onun kitab?ndan sonra ba?ka bir kitap gelmeyecektir. Onda helali helal ve haram? da haram k?lm??t?r. Dolay?s?yla Kur’an’?n helali k?yamet gününe kadar helal ve haram? da k?yamet gününe kadar haramd?r. Onda sizin dinî emirleriniz, sizden öncekilerin ve sizden sonrakilerin haberleri vard?r. Peygamber (s.a.a) Kur’an’? vasilerinin aras?nda ebedi bir ilim k?ld?; fakat insanlar onlar? b?rakt?lar. Peygamber'in vasileri her zaman?n insanlar?na ?ahittirler; fakat insanlar onlardan ayr?ld?lar; onlar? öldürüp ba?kalar?n? takip ettiler ve samimi olarak di?erlerini izlediler. Bu konuda öyle ileri gittiler ki, gerçek dostlar? olduklar?n? iddia edip, ilimlerinin pe?inden gittikleri kimselere dü?man kesildiler.

Allah-u Teâlâ ?öyle buyurmaktad?r: "Kendilerine ö?ütlenen ?eyden pay almay? unuttular. ?çlerinden pek az? hariç, daima onlardan hainlik görürsün." [2]

Bunun nedeni ise ?udur: Onlar Kur’an’?n bir k?sm?n? di?er bir k?sm?yla çat??t?r?yorlar ve “mensuh” ayeti, “nasih” sanarak onunla delil getiriyorlar. “Müte?abih” ayeti, “muhkem” san?p onunla delil getiriyorlar; “hass?” (özel), “umum” (genel) sanarak, has ile delil getiriyorlar. Ayetin ba? taraf? ile delil getiriyorlar, ama onun tevil nedenini b?rak?yorlar; sözün ba??na ve sonuna dikkat etmiyorlar. Kur’an’?n giri? ve ç?k?? yerlerini bilmiyorlar; çünkü Kur’an’? ehlinden ö?renmemi?lerdir. Dolay?s?yla kendileri sapm??lard?r ve di?erlerini de sapt?rmaktad?rlar. [3]

Yukar?daki rivayetin ba?ka bir bölümünde de ?öyle geçer: Allah size merhamet etsin; bilin ki, Allah'?n kitab?ndaki nasihi, mensuhtan; hâss?/özeli, genelden; muhkemi, müte?abihten; ruhsat konular?n? farzlardan, Mekkî ayetleri Medenî ayetlerden ay?r?p bilmeyen; nüzul sebeplerini, tek ve biti?ik kelimelerde Kur’an’?n müphemini, Kur’an’daki kaza ve kader ilmini, takdim ve tehiri, aç?k ve kar???k ayetleri, zahiri ve bât?n?, ba?? ve sonu, soru ve cevab?, kesme ve biti?tirmeyi, istisna edileni ve uygulanan?, kendisinden öncesine ait oldu?u halde sonras?na da delalet eden s?fat?, geçmi?in tekidi olan? ve ayr? olan?, farz yerlerini ve ruhsat yerlerini, fariza ve hüküm yerlerini, mülhitlerin helak olmas?na neden olan helal ve haram?n anlam?n?, sürekli olup öncesine veya sonras?na atfedilen sözcükleri bilmeyen kimse, Kur’an âlimi ve Kur’an ehli de?ildir. Bir kimse delil getirmeksizin bu tür ayetleri bildi?ini iddia ederse, yalanc? ve ?üphe içerisindedir. Allah ve Resulü'ne (s.a.a) iftira etmi?tir: "Bu kimsenin varaca?? yer cehennemdir; o ne kötü var?lacak yerdir! [4]" [5]

Bu rivayet ve di?erlerinden Kur’an’?n nasihi ve mensuhu, geneli ve hâss?, mutlak? ve mukayyedi, mücmeli ve mübeyyeni oldu?u ve kesinlikle do?ru tefsir edilmesi için mensuhun nasihin yan?nda, âmm?n/özelin hâss?n yan?nda, mutlak?n mukayyedin yan?nda yer almas? gerekti?i; çünkü nasihi dikkate almadan mensuha, hâss? ve mukayyedi dikkate almadan genele ve mutlaka istinat etmenin yanl?? bir tefsir olaca?? ve Kur’an’dan yanl?? alg?lamalara sebebiyet verece?i anla??lmaktad?r.

Bu nedenle Ehl-i Beyt (a.s), genel dil tan?ma meseleleri ve Kur’an’?n özel metodu ile ilgili meseleler aç?s?ndan ayetlerin s?n?fland?r?lmas?n?n gereklili?ini vurgulam?? ve bu konuda birçok k?lavuzluklarda bulunmu?tur. Her durumda, bu yaz?m?zda ayetlerin k?s?mlar?yla ilgili hadisler hakk?nda kaydetti?imiz ?eyler bu hadislerin bir örne?idir. Yoksa ayetlerin s?n?flar? ve özellikle bu s?n?flar?n her biriyle ilgili Ehl-i Beyt'in sözlerinde geçen örnek ve uygulamalar hakk?ndaki k?lavuzluklar?n? bir araya toplamak için tek ba??na geni? çapta bir ara?t?rmaya gerek vard?r. [6]

Gerçekte bu gibi hadisler, baz?lar?n?n halk aras?ndaki kavram?yla, "Kur’an ilimleri" diye tan?mlad?klar? ilim hakk?nda inceleme yapmak isteyenler için bir me?ale konumundad?r. ?slam âlimleri bunlar? ele alm?? ve Kur’an ilimleriyle ilgili birtak?m eserler sunmu?lard?r.

Tefsir ?lmi

Ehl-i Beyt'in (a.s), temelini atmada ba?rolü üstlendi?i Kur’an ilimlerinden bir di?eri de tefsir ilmidir. ?mam Ali (a.s) ve di?er Ehl-i Beyt ?mamlar? (a.s) Kur’an ö?retilerini yaymak için oldukça fazla çaba harcay?p, ö?renciler yeti?tiren Abdullah b. Abbas, (ö. 68 h), Said b. Cubeyr (ö. 94/95 h), Cabir b. Yezid-i Cu'fî (ö. 127 h), Ebu Hamza Sumalî (ö.150 h), Eban b. Te?lib (ö. 141 h), Ebu Basir Yahya b. Kas?m el-Esedî (ö. 148 h), Hüseyin b. Said, Ali b. Esbat, Ali b. Mehziyar, Fazl b. ?azan gibi müfessirler yeti?tirerek bu ilimlerin halk aras?nda yay?lmas? için do?ru bir temel atm??lard?r.

Sealebî ve Kurtubî kendi tefsirlerinde ?bn-i Atiyye'den ?öyle rivayet etmi?lerdir: Müfessirlerin ba?? ve onlar aras?nda onaylanan kimse Ali b. Ebu Talip'tir. Ondan sonra kendini bu ilme aday?p onu zirveye ula?t?ran, Abdullah b. Abbas yer almaktad?r. Mücahid ve Said b. Cubeyr gibi âlimler de onu takip etmi?lerdir… [7]

Kur'ân tefsirinde en önemli ilmî ?ahsiyetlerden say?lan ve Sadr-? ?slam'dan bugüne kadar ilim ve Kur’an tefsiri konusunda seçkin bir unvan kazanan, "Kur’an Tercüman?", "Ümmetin Mükemmeli", "Ümmetin Denizi", "Müfessirlerin Reisi", "Kur’an Tefsirinin Babas?" [8] gibi lakaplarla lakapland?r?lan ?bn-i Abbas ?öyle demi?tir: Kur’an tefsirinde elde etti?im ?eyleri Ali b. Ebu Talip'ten ö?rendim. [9]

?bn-i Abbas, kendisinin ve ashab?n tümünün tefsir ve di?er konulardaki ilim ve malumat?n?, ?mam Ali'nin (a.s) bilgi ve ilmi kar??s?nda yedi deniz kar??s?nda bir damla gibi naçiz ve çok az bildirmektedir.

Seyyid ?bn-i Tavus ve di?erlerinin rivayetine göre, Ebubekir Nakka? [10] "?ifau's-Sudur" adl? tefsirinde, ?bn-i Abbas'?n tefsir konusundaki tüm bilgisini ?mam Ali'den (a.s) ald???na dair sözünü ve onun Hz. Ali'ye (a.s) çok a?lamas? sonucu gözlerini kaybetti?ini aktard?ktan sonra ?öyle diyor: Ali (a.s) Resul-i Ekrem'in (s.a.a) kendisine ö?retti?i ilme ula?m??t?r. Allah Resulü'ne (s.a.a) de onu Allah ö?retmi?tir. O halde, Resul-i Ekrem'in (s.a.a) ilmi Allah'?n ilminden, Ali'nin (a.s) ilmi Allah Resulü'nden (s.a.a) ve benim de ilmim Ali'nin (a.s) ilminden al?nm??t?r. Benim ve Muhammed'in (s.a.a) ashab?n?n ilmi Ali'nin (a.s) ilmine oranla yedi deniz kar??s?nda bir damla gibidir. [11]

Yine Nakka? kendi tefsirinde ?öyle yazm??t?r: Ali b. Ebu Talip, ?bn-i Abbas'a buyurdu ki: "Yats? namaz?n? k?ld?ktan sonra Cuban'da bana ula? (yan?ma gel)." ?bn-i Abbas diyor ki: Bunun üzerine ben namaz? k?ld?ktan sonra mehtapl? bir gecede Ali'ye (a.s) ula?t?m. Ali (a.s) bana, "el-Hamd kelimesindeki 'elif'in tefsiri nedir?" diye sordu. Benim ona verecek bir cevab?m yoktu. ?mam (a.s), "elif" harfinin tefsiri hakk?nda bir saat konu?tu. Daha sonra, "Peki 'el-hamd' kelimesindeki 'lam' harfinin tefsiri nedir?" diye buyurdu. Ben, "Bilmiyorum" dedim. ?mam (a.s) bir saat boyunca "lam" harfinin tefsiri hakk?nda konu?tu. Sonra bana, "el-Hamd kelimesindeki ‘mim' harfinin tefsiri nedir?" diye sordu. Ben, "Bilmiyorum" dedim. ?mam (a.s), "mim" harfinin tefsiri hakk?nda da bir saat konu?tu. Sonra, "el-Hamd kelimesindeki ‘ha' harfinin tefsiri nedir?" diye sordu. Ben yine, "Bilmiyorum" dedim. ?mam (a.s), "ha" harfinin tefsiri hakk?nda da bir saat konu?tu. Nihayet sabah?n ba?lad???n? bildiren ?afa??n ayd?nl??? belirdi. Bunun üzerine ?mam (a.s), "Ey ?bn-i Abbas! Aya?a kalk evine git ve farz namaz?n? k?lmak için haz?rlan" buyurdu.

Abdullah b. Abbas sonra ?öyle devam etmektedir: Ben ?mam'?n (a.s) tüm buyurduklar?n? ezberleyip haf?zama yerle?tirerek aya?a kalkt?m. Sonra Ali'nin (a.s) Kur’an hakk?ndaki ilmi yan?nda benim ilmimin, denizin yan?nda küçücük bir göl oldu?unu akl?mdan geçirdim. [12]

Elbette Ali (a.s) ve di?er Ehl-i Beyt ?mamlar? (a.s), tefsir ve di?er Kur’an ilimleri alan?nda özel ö?renciler yeti?tirmekle birlikte, Kur’an ilimlerini Müslümanlar aras?nda yaymaya da büyük önem veriyorlard?. ?mam Ali (a.s) bu konuda insan topluluklar?na ?öyle hitap ediyordu: Kur’an-? Kerim hakk?ndaki her sorunuzu bana sorun.

Muammer, Vehb b. Abdullah kanal?yla Ebu Tufeyl'den ?öyle rivayet etmektedir: Ali (a.s) konu?ma yaparken onun ?öyle buyurdu?unu duydum: Benden sorun. Allah'a andolsun ki, ne hakk?nda sorarsan?z sorun, size cevab?n? veririm. Bana Allah'?n Kitab? hakk?nda sorun. Allah'a andolsun ki, gece mi, yoksa gündüz mü, çölde mi, yoksa da?da m? nazil oldu?unu bilmedi?im bir tek ayet bile yoktur. [13]

Zerkanî, “Neden Ali'nin (a.s) tefsir hakk?ndaki rivayetlerinin di?er halifelerden daha me?hur oldu?u” konusunda ?unlar? yazmaktad?r: ?mam Ali (a.s) kendisinden önceki halifelerden sonra ya?am??t?r. Oysa zaman?n geçmesiyle insanlar?n Kur’an’? anlamaya ve Kur’an’?n tefsirine daha çok ihtiyaçlar? vard?. Çünkü o dönemde ?slam topraklar? geni?lemi? ve Müslümanlar?n aras?na Arap olmayan milletler kat?lm??t?. Bu nedenle sahabeden ö?retileri almaya her zamandan daha fazla ihtiyaç duyuluyordu. Bu da tefsir hadislerinin ?mam Ali'den (a.s) nakledilmesine neden oldu. Ayr?ca Ali'nin (a.s), onu di?erlerinden ay?ran güzel ve isabetli dü?üncelere sahip olu?u, ilminin fazla olu?u, kalbinin nurlu olu?u gibi ki?isel özellikleri de vard?r. [14]

Ehl-i Beyt'ten (a.s) hadis ve tefsir kitaplar?nda, Kur’an-? Kerim'in tefsiriyle ilgili da??n?k olarak çok fazla eser kalm??t?r. "Tefsir-i Kummî", "Tefsir-i Safî", "Tefsir-i Nuru's-Sekaleyn", "Tefsiru'l-Burhan" gibi ?ia'n?n Kur’an’? rivayetlerle tefsir eden tefsir kitaplar? bu eserler üzerine telif edilmi? tefsirler olup onlar?n bir bölümünü ortaya koymaktad?r.

Murtaza TURABÎ

 

 

-------------

[1]- el-Kâfi, c. 5, s. 65.

[2]- Mâide, 13.

[3]- Biharu'l-Envar, c. 90, s. 3.

[4]- Âl-i ?mrân, 62.

[5]- Biharu'l-Envar, c. 90, s. 3.

[6]- Bu konuda, ?mam Cafer-i Sad?k (a.s) kanal?yla Emîrü'l-Müminin Ali'den (a.s) nakledilen Muhkem ve Müte?abih Risalesine i?aret edebiliriz. Bu risale, Kur’an ayetlerini k?rktan fazla gruba ay?rm??, her birini aç?klarken Kur’an’?n be? yüz ayeti incelenerek istinat edilmi?tir. Merhum Meclisî, bu risaleyi, "Kur’an Ayetlerinin S?n?flar?, çe?itleri ve Baz?lar?n?n Tefsiri Hakk?nda Emîrü'l-Müminin Ali'den (a.s) Rivayet Edilenler" ba?l??? alt?nda tam olarak nakletmi?tir.

Bu risalenin giri?inde ?öyle geçmi?tir: ?iîler, Hz. Ali'den (a.s) bu ilimleri sormu?lar ve Ali (a.s) de onlara ?u cevab? vermi?tir: Allah-u Teâlâ, Kur’an’? yedi k?s?m k?lm??t?r; onun her bir k?sm? mükemmel ve yeterlidir. Kur’an’?n k?s?mlar? ?unlard?r: Emir ve nehiy, te?vik ve korkutma, cedel, misal ve k?ssalar. Kur’an’da nasih ve mensuh, muhkem ve müte?abih, özel ve genel, mukaddem ve muahhar, farzlar ve ruhsatlar, helal ve haram, mirastaki paylar, hükümler, öncesinden kopuk oldu?u halde onunla ilintili olan, öncesinden kopuk oldu?u halde onunla ilintili olmayan ve bir harfin yerine geçen ba?ka bir harf vard?r.

?mam daha sonra Kur’an ilimleriyle ilgili, Kur’an-? Kerim'in ifadeleri hakk?nda bir nevi taksim yapm??t?r. Bu taksim (Kur’an ayetlerinin k?s?mlar?) ?öyledir: Lafz? hâss/özel olan ayetler; Lafz? âmm/genel olan ve umumiyeti kabul eden ayetler; Lafz? tekil olan ama ço?ul anlam? veren ayetler; Lafz? ço?ul ama anlam? tekil olan ayetler; Lafz? geçmi? zaman olan fakat gelecek anlam? içeren ayetler; Lafz? haber ?eklinde olan fakat anlam? di?er bir kavmi anlatan ayetler; Lafz? kalan, fakat amac?ndan sapt?r?lan ayetler; Nüzulüne ters olan (zahirine ayk?r? tefsir ve tevil edilen) ayetler; Tevili, nüzulünde aranmas? gereken ayetler; Tevili, nüzulünden önce olan ayetler; Tevili, nüzulünden sonra olan ayetler; Kur’an-? Kerim'de bir bölümü bir surede ve tamamlay?c?s? ise, ba?ka bir surede geçen ayetler vard?r. Yar?s? mensuh ve di?er yar?s? ise, kendi hâline b?rak?lan (hükmü devam eden) ayetler; Laf?z ve ifadeleri farkl? fakat anlamlar? bir olan ayetler; Laf?z ve ifadeleri bir, fakat anlamlar? farkl? olan ayetler; ?çlerinde azimetten sonra ruhsat ve ?tlak bulunan ayetler. Çünkü Allah-u Teâlâ, farzlar?n yerine getirilmesini istedi?i gibi, ruhsatlar?n da yerine getirilmesini istiyor. Baz? ayetlerde ruhsat vard?r; insan?n onlar? yerine getirme konusunda irade ve serbestli?i vard?r; onlara uyabilece?i gibi, uygulamayabilir de. Baz? ayetlerde ruhsat vard?r; fakat onlar?n zahiri bat?nlar?na ayk?r?d?r. Bu gibi ayetlerin zahirine takiyye durumunda uyulur, fakat bat?nlar?na takiyye ile amel edilmez. Baz? ayetler bir gruba hitap eder, fakat anlam? ba?ka bir grubu muhatap al?r. Baz? ayetlerde muhatap Resul-i Ekrem'dir (s.a.a), fakat anlam? ümmete tatbik etmektedir. Baz? ayetler öyle bir ?ekildedirler ki, haram olu?lar?n? helal olmalar? d???nda tan?mak imkâns?zd?r. Baz? ayetlerin telif ve tenzili (zahiri) nazil oldu?u ?eyin aksinedir. Baz? ayetler Allah-u Teâlâ taraf?ndan bütün kâfirlere, dinsizlere, maddecilere, mü?riklere, tefvizcilere, cebriyecilere, putperestlere ve ate?perestlere kar?? cevap verme ve delil getirme niteli?indedir. Baz? ayetler Hz. ?sa (a.s) hakk?nda Hristiyanlara delil getirme niteli?indedir. Baz? ayetler Yahudilerin görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Bir bölümü, iman ve küfrün eksilip artmayaca??n? sanan kimselerin görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Bir bölümü, ölümden sora ve k?yametten önce sevap ve azab?n olmad???n? sanan kimselerin görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Baz? ayetler, Resul-i Ekrem'in (s.a.a) bütün yarat?lm??lardan üstünlü?ünü inkâr eden kimselerin görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Baz? ayetler, Allah Resulü'nün (s.a.a) miraç gecesinde miraca ç?kt???n? inkâr edenlerin görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Baz? ayetler, Allah'? görmeyi ispatlamaya çal??an kimselerin görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Baz? ayetler, Allah-u Teâlâ'n?n s?fatlar?, iman?n anlamlar?, gereklili?i ve ??klar?yla ilgilidir. Baz? ayetler, iman? inkâr etmeye; küfür, ?irk, zulüm ve sapma dü?üncelerini çürütmeye yöneliktir. Baz? ayetler, Allah'? s?fatland?r?p s?n?rland?ranlar?n görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Baz? ayetler, ricatin aç?klamas?n? bilmeyip ricati inkâr edenlerin görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Baz? ayetler, Allah Teâlâ'n?n hiçbir ?eyi meydana gelmeden önce bilmedi?ini sananlar?n görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Baz? ayetler, kendi yerlerinde me?iyet, irade ve kudret aras?ndaki fark? bilmeyenlerin görü?lerini çürütmeye yöneliktir. Baz? ayetler, Allah-u Teâlâ'n?n Ehl-i Beyt ?mamlar? ve müminleri hitap etti?i ?eyleri tan?mak hakk?ndad?r. Baz? ayetler, bizim Kâimimizin k?yam?n? haber vermektedir. Baz? ayetler, Allah-u Teâlâ'n?n ?slam dininin kanunlar?, farz hükümleri, Allah'?n yaratt??? varl?klar?n kalmas?n?n nedeni, onlar?n nas?l ya?ad?klar? ve bu ya?am?n k?s?mlar? hakk?ndad?r. Baz? ayetleri de Allah-u Teâlâ, Resul-i Ekrem'in (s.a.a) sava?lar?, benim vasilerimin faziletleri ve onunla ilgili konular hakk?nda nazil etmi?tir. Daha sonra bu de?erli risalede bunlar?n her biri hakk?nda bir örnek vermi?tir. Bu risalenin senedine gelince: Me?hur Tefsir-i Nu'manî'den al?nm?? olan Muhkem ve Müte?abih Risalesinin üç senedi vard?r:

1- Nu'manî'nin kanal?; Allame Meclisî bunu Biharu'l-Envar'da Muhkem ve Müte?abih Risalesinin ba??nda zikretmi?tir.

2- ?bn-i Kavluveyh'in Sa'd b. Abdullah el-E?'arî'den nakletti?i kanal. Allame Meclisî bu kanal? “Biharu'l-Envar” kitab?nda ve bu risalenin sonunda nakletmi?tir.

3- ?eyh Tusî'nin ?bn-i Ukde'den nakletti?i kanal. Seyyid Muhsin Emin bunu A'yanu'?-?ia'da nakletmi?tir.

?eyh Tusî ve Nu'manî'nin kanal?n?n problemi ?udur: Bu kanalda, Ahmed b. Yusuf, Hasan b. Ali b. Ebî Hamza ve babas? Ali b. Hamza gibi raviler vard?r. Bu nedenle “rical” ilmi aç?s?ndan güvenilir de?ildir. Sa'd b. Abdullah'?n kanal? ise, mürseldir.

Bu rivayet, içerik aç?s?ndan, Kur’an’?n baz? ayetlerinin tahrif edildi?i görü?ünü kapsamaktad?r. Bu ise, ?ia âlimleri aras?nda güvenilir olan Kur’an’?n tahrif olmad??? dü?üncesiyle ba?da?m?yor. Fakat bu da, bu risalede geçen tüm konular?n bat?l ve yanl?? oldu?u anlam?na gelmez. Çünkü delil ve hücciyetin ayr?labilece?i ilkesine göre, bir hadisin bir bölümünün hüccet olmay???, onun di?er bölümlerinde de ?üphe etmeye neden olmaz. Bk. Biharu'l-Envar, c. 90, s. 1-88. Bu risale Seyyid Murtaza'ya istinat edilerek "Muhkem ve Müte?abih" ad? alt?nda bas?lm??t?r.

[7]- Kurtubî tefsiri, c. 1, s. 34–35; Sealebî tefsiri, c. 1, s. 140-145; ?bn-i Atiye el-Endülüsî, el-Muharriru'l-Veciz Fi Tefsiri'l-Kitabi'l-Aziz, c. 1, s. 41.

[8]- Tabakatu'l-Müfessirin, Sefinetu'l-Bihar, c. 2, s. 150; el-?tkan, c. 2, s. 319 ve 264; ?ezeratu'z-Zeheb, c. 1, s. 76; Tefsiru'l-Mera?î, Mukaddime, c. 1, s. 6.

[9]- Kurtubî tefsiri, c. 1, s. 34-35; Mukaddemetani Fi Ulumi'l-Kur'ân, s. 246; et-Tefsiru ve'l-Müfessirun, c. 1, s. 89-90.

[10]- Hicrî 351 y?l?nda vefat eden En-Nakka?, Ebubekir Muhammed b. Hasan b. Muhammed b. Ziyad el-Mukrî el-Musulî me?hur müfessirlerdendir. Onun tefsir kitab?, Zehebî'nin Siyeru A'lami'n-Nubela kitab?n?n nakline göre yakla??k k?rk cilttir. Ehlisünnet'in rical âlimlerinin ço?u onun abid, ibadet ehli ve yüce bir ki?i oldu?unu itiraf etmi?lerdir. Fakat buna ra?men onun rivayetlerini zay?f saym??lard?r. Bunun nedeni ise, ?eyh Abbas Kummî'nin “el-Kuna ve'l-Elkab” adl? eserinde de?indi?i gibi onun ?iîli?e meyilli olmas? ve Ehl-i Beyt'in faziletinde rivayet nakletmesidir. ?eyh Muhammed Tusterî, Kamusu'r-Rical, c. 9, s. 215; Zehebî, Siyeru A'lami'n-Nübela, c. 15, s. 574-576; Celaluddin Siyutî, Tabakatu'l-Müfessirin, s. 80-82. Buna benzer bir hadis, ba??nda biraz fazlal?kla bk. el-Emalî, ?eyh Mufid, s. 236.

[11]- Sa'du's-Suud, s. 285; Biharu'l-Envar, c. 105, s. 89. Bunun benzeri bir hadis de ba??nda biraz ilaveyle ?eyh Mufid'in el-Emalî kitab?nda, s. 236'da nakledilmi?tir.

[12]- Biharu'l-Envar, c. 89, s. 105 ve 106.

[13]- Zehebî, et-Tefsiru ve'l-Mufessirun, c. 1, s. 90; Kenzu'l-Ummal, c. 2, s. 565 az bir farkla. Bu rivayeti Kurtubî kendi tefsirinde Amir b. Vasile'den nakletmi?tir. Kurtubî'nin rivayetinde, Allah'a andolsun ki, ne hakk?nda sorarsan?z sorun, size cevab?n? veririm." yerine, "Allah'a andolsun ki, k?yamet gününe kadar ne hakk?nda sorarsan?z sorun, cevab?n? size söylerim" ifadesi geçmektedir. Bk: Tefsir-i Kurtubî, c.1, s. 35.

[14]- Menahilu'l-?rfan, c. 1, s. 482.

Tarih: 03-07-2023

FACEBOOK YORUM
Yorum