içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Eş Seçiminde İlk Adımlar

Aile kurmak, hayatın en önemli olaylarından biridir ve onun her anı, kadın ve erkek için iyi ya da kötü hatıra olarak kalacaktır.

Eş Seçiminde İlk Adımlar

Bismillahirrahmanirrahim

 

Hayatın en önemli olaylarından biri olan “Aile kurmamada” tedbirli veya tedbirsiz davranışlar, ortak hayata acı veya tat katacaktır. Bundan dolayı ortak hayata huzurla, danışarak ve tedbir alarak başlamak aile yapısını sağlamlaştıracaktır.

Tarafların kendi kişilik ve konumlarını korumaları, birbirlerine meta ve araç gözüyle bakmamaları ve aile ortamında huzurun şekillenme zeminlerini oluşturma gayreti, bu alanda ölçü ve programın varlığını gerektiren olgulardandır.

Sözü edilen noktalar göz önünde bulundurulduğunda, bu kutsal kurumun her adımı için İslâm'ın bir program sunmuş olmasının, eşlerin bu kriter ve programları tanıyarak hayata başlamalarını istemiş olmasının nedeni daha iyi anlaşılacaktır.

 

İlk Adım: Kız İsteme

Evlilik olayında kız isteme, tarihten günümüze gelen ve İslâm dini tarafından da kabul edilen bir gelenektir. Bu gelenek uyarınca bizzat erkek veya erkek ailesinin büyükleri, kız evine gider ve resmen kıza talip olduklarını bildirirler.

Bazıları şöyle düşünebilirler: Neden kız veya kızın ailesi erkek istemeye gitmezler? Bunun imkânı yok mudur?

Bu soru şöyle cevaplanabilir: Böyle bir şeyin elbette ki gerçekleşme imkânı vardır; ancak bunu yapmak, duygusal ve psikolojik sorunları beraberinde getirecektir. Yani kadının duygusal yapısı, onun konum ve kişiliğinin korunmasını icap eder. Gerçekte kadının varlıksal cevheri, herkesin değer verdiği ve ulaşmak istediği bir cevherdir. Yani istenir ve talep edilir olmak, kadının psikolojik ve duygusal yapısının gereklerindendir. Bu sebeple eğer kadınlar erkek istemeye gitseler, kendi tabiat ve yapılarına aykırı davranmış olacaklar ve bu da, gelecekte bazı sorunların ortaya çıkmasına neden olabilecektir.

Öte yandan, erkeğin bu alandaki özelliği de istenenin peşinde olmasıdır. Gerçekte kadının erkeği istemesi, erkeğin de tabiatına aykırı bir davranış olacaktır. Böylece hem kadın ve hem de erkek, kendi doğa ve yapılarına aykırı davranmış olacaklardır.

 

Sokakta Kız İstemek ve Aileler Arası Kız İstemek

Günümüz toplumlarında evliliklerin başarısız olmasının en önemli nedenlerinden biri, tarafların birbirlerini iyice tanımadan ve alelacele evlenmeye karar vermeleridir. Çok görülmüştür ki bir kız veya erkek, bir bakışla aşk hayalleri kurmuş ve bunun sonucunda da sokak ortasında evlilik teklifinde bulunmuşlardır. Ayrılıkla sonuçlanan evliliklerin çoğu işte bu noktadan başlar ve genelde aile büyüklerinin öğüt ve nasihatleri de bu yanlış kararda etkili olmaz.

Buradan hareketle, aileler arası kız isteme şeklinde gerçekleşen evliliklerin bu afetten uzak olduğu söylenebilir. Böyle başlayan evliliklerin dayanağı, bir anlık karşılaşma veya bir bakış değildir; bilakis hem aileler ve hem de bizzat kendileri tarafından usulüne uygun olarak yapılan araştırmalardır. İşte bu araştırmalar sonucunda karar verilecektir. Gerçekte kız isteme merasiminin en önemli özelliği, ailelerin tecrübe sahibi olan büyüklerinin kılavuzlukları doğrultusunda kız ve erkeğin hareket etmesidir.

 

İslâm'da Kız İsteme

Masumların sunmuş oldukları örnekler ve konu hakkındaki açıklamalar, erkeğin bizzat kendisinin veya aile büyüklerinin kız evine giderek kız isteyebileceğini göstermektedir. Evlilik isteğini bildirmek üzere kızın evine gitmek isteyen şahsın öncelikle abdest alması, iki rekât namaz kılması ve sonra da her iki tarafın hayır ve mutluluğunu yüce Allah'tan dilemesi sünnettir.

İslâm'a göre, evlenmek amacıyla gerçekleşen kız isteme merasiminde, kız ailesinin razı olması durumunda taraflar birbirlerine iyice bakabilir ve birbirlerini daha iyi tanıyabilmek için birbirleriyle konuşabilirler. Bu da gösteriyor ki İslâm dini, tarafların tedirginlikten uzak ve tam anlamıyla sakin bir ortamda geleceklerini şekillendirme yönünde uygun ölçülere dayanarak akıllıca karar vermelerini istemektedir.

Burada, konu hakkında rivayet edilen hadislerin bazılarına değiniyoruz: Muhammed b. Müslim diyor ki, İmam Muhammed Bakır'a (a.s) "Bir erkek, evlenmek istediği kadına bakabilir mi?" diye sordum. İmam (a.s) şöyle buyurdu: "En üstün değerle almak istediği kadına elbette bakabilir." [1]

Hasan-i Sırrî diyor ki, İmam Cafer-i Sadık'a (a.s) "Bir erkeğin evlilik öncesinde evlenmek istediği kadına arkadan bakması ve yüzüne dikkatlice bakması caiz midir?" diye sordum. İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Erkeğin, evlenmek istediği kadına arkadan bakmasının ve yüzüne bakmasının sakıncası yoktur." [2]

Bir başka rivayette şöyle geçer: Biri, İmam Cafer-i Sadık'a (a.s) "Erkek, evlenmek istediği kadının saçına ve güzelliklerine bakabilir mi?" diye sorar. İmam (a.s) şöyle buyurur: "Eğer bu, zevk almak amacıyla olmazsa sakıncası yoktur." [3]

Yüce İslâm Peygamberi (s.a.a), bir kadınla evlenen ve biraz geçimsiz olan Muğîre b. Şu'be'ye şöyle buyurdu: "Onu önceden görmüş olsaydın, aranızda daha fazla uyum ve uzlaşı olurdu."

 

Kız İstemede Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Noktalar

Kız isteme merasiminde erkek ve kızın birbirlerine bakabilmesi ve birbirleriyle konuşabilmesi, tarafların aklî, duygusal ve ahlâkî açıdan birbirlerini daha iyi tanımalarına, bekledikleri sorumluluk ve başarımları birbirlerine aktarmalarına olanak sağlayacaktır.

Bu meyanda İslâm dini, kız babasını kızın danışmanı ve sözcüsü kılmış ve bâkire kızın evlenmesinde “babanın iznini evlilik şartı” olarak açıklamıştır. Bu, İslâm'ın kızı küçük gördüğü anlamına gelmez; bilakis İslâm dini, bâkirenin evlenmesinde babanın iznini şart koşmakla, ileride kız ailesinin düşebileceği sıkıntıları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.

Bazı suiistimaller sonucunda kız ailesinin ve bizzat kızın kendisinin uğrayacağı duygusal, ahlâkî ve sosyal zararlar, erkek ailesinin uğrayacağı zararlardan çok daha fazla olacaktır. Bundan dolayı İslâm dini, evliliğin güvence oranını arttırmak, suiistimal olasılıklarını azaltmak için kız babasını kızın danışmanı ve sözcüsü olarak görevlendirmiştir. Böylece kız babası, daha çok sosyal tecrübelere sahip olduğundan, tezgâh ve tuzakları ve hatta kız ve erkek arasındaki uyumsuzlukları teşhis edebileceğinden dolayı istenmedik olaylarla karşılaşılmasına engel olabilecektir. Babanın bu rolü olmaksızın kız, duygusal ve hissî davranabilecek ve geleceğini karartan gerçekleri göremeyebilecektir.

İslâm dini açısından baba, kızının yarar ve çıkarlarını gözettiği müddetçe velayet hakkına sahiptir. Bunun aksinin kanıtlanması ve babanın “razılık” şartının mantıksız bahanelere ve dinî ölçülerden uzaklaşmaya alet edilmesi durumunda, artık bu velayet de kalkmış olacaktır. Genellikle babalar kızlarının yarar ve geleceğini düşünerek hareket ederler; ancak az da olsa kızının yararını düşünmeyen ve kızını evlendirmekle kâr elde etmek isteyen babalar da vardır. İslâm dini, bu tür evlilikleri meşru görmemiş ve kıza, zorla dayatılan evliliği kabul etmeme ve reddetme hakkı vermiştir.

Kız isteme merasiminde uyulması gereken bir diğer husus da tarafların aileleri ile ilgilidir. Kız ve erkeğin ailesi, elbette ki eş seçimi alanında gereken dikkati göstermelidir; ancak bunu yaparken boş yere sorun çıkarmaktan ve anlamsız eleştirilerden de sakınmalıdırlar. Bu bağlamda önemli ve ön planda tutulması gereken şey, kız ve erkeğin dine bağlılığı, ahlâkı ve imanı olmalıdır. Ama ne yazık ki bu temel ölçü, slogana dönüşmüş ve ancak evliliğin kıyısında bir yerde hapsedilmiştir; kalplerde yaşaması gerekirken, dillerde yer etmiştir.

Kız ailesinin yapması gereken araştırmalardan biri de erkeğin iş ve çalışma gücü konusu olmalıdır. Erkek, ailesinin geçimini temin etme kararlılığında olmalı ve toplumun sırtında yük olmamalıdır.

Genellikle kız isteme merasiminde konuşulan şeylerden bir diğeri, nişanlılık konusudur. İslâm dini açısından kız ile erkek arasında birliktelikle sonuçlanacak her tür ilişki, ancak aralarında dinî akdin okunmasıyla ve kız babasının izniyle gerçekleşebilir. Gerçekte İslâm dini, açık ve kayıtsız ilişkiyi kız ve erkeğin yararına görmemiş ve bu tür ilişkilerin kötü sonuçlarını göz önünde bulundurarak buna muhalefet etmiştir.

Her ne kadar nişanın amacı, “kız ve erkeğin muaşeret ederek birbirlerinin düşünce ve ahlâk yapısını daha iyi tanımaktır”, ancak yine de İslâm dini açısından bu ilişki, kimsenin hakkının zayi olmaması için taraflar arasında kıyılacak nikâh çerçevesinde gerçekleşmelidir.

Kız isteme merasiminde gündeme gelen bir diğer konu, çeyiz konusudur. Genellikle kızın ailesi, ortak hayatın başlangıcında ihtiyaç duyulan ev eşyalarını hazırlayıp çeyiz olarak gelin ve damadın evine gönderir. Bu, iyi bir gelenek olup İslâm tarafından da onaylanmıştır. Bu hususta İslâm'ın karşı olduğu şey, israfa yönelmek ve aşırılığa gitmektir. İslâm, her iki tarafın ortak hayat başlangıcında gerek duyduğu gereçlerle yetinilmesine muvafıktır. Bununla birlikte halkın genel yapısı, örfü ve kız ailesinin durumu da dikkate alınmalıdır.

Bazı kız isteme merasimlerinde karşılaşılan bir diğer konu “süt parası” konusudur. İslâm dini "süt parasını" reddettiğinden dolayı gelin ailesi, damat ailesinden böyle bir şey talep edemez. Bu hususta yapılan araştırmalar, kadına bir meta gözüyle bakıldığı çok eski dönemlerde bu tür şeylerin söz konusu olduğunu göstermektedir. Eski dönemlerde kız ailesi, kızın evlenmesiyle birlikte üretken bir etkeni kaybettiklerinden dolayı, karşılaştıkları zararı kapatmak amacıyla damattan “süt parası” adı altında bir miktar nakit para alır veya damadın belli bir süre kendileri için çalışmasını isterlerdi. Böylece kızlarının yokluğundan doğan sıkıntı ve darlığı böyle telafi ederlerdi.

Duygusal ve psikolojik açıdan kadının şahsiyetini korumak gerekir. Şöyle ki, eğer kadın erkeği istemek için gider ve erkekten de olumsuz cevap alırsa, kadın psikolojik açıdan darbe almış olacaktır. Bu da kadının gelecekteki annelik rolünü tehdit edecektir. Psikolojik ve duygusal darbeler almış bir anne, gerektiği gibi çocuklarını eğitme rolünü ifa edemeyecektir.

İşte bundan dolayı erkek, evlilik şartlarının konuşulması ve irdelenmesi üzere ailesinin büyüklerinden bazılarını “kız istemek” için kız evine gönderir. Tabiatıyla aile babası, kişiler ve sosyal konular hakkında tecrübeli ve dirayetli olduğundan ötürü kızını en güzel şekilde destekleyecek, kız evinin koşullarını açıklayacak ve damat ailesi hakkında araştırmaya koyulacaktır.

Dr. Rıza RAMAZANÎ

 

------------

[1]- Usul-u Kâfi, c.5, s.365.

[2]- Usul-u Kâfi, c.5, s.365.

[3]- Usul-u Kâfi, c.5, s.365.

Tarih: 01-11-2023

FACEBOOK YORUM
Yorum