içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Hür ?rade

Hür ?rade

Hür ?rade

Bismillahirrahmanirrahim

 

Soru: De?erli hocam, mektebimizin insan?n hür iradeyle yarat?ld??? dü?üncesini biliyoruz. Ancak bu aç?dan bakt???m?zda Kur’an-? Kerim’in baz? ayetlerini anlamakta güçlük çekiyoruz. Yani o ayetlerin zahiri sanki bu dü?ünceyle ba?da?m?yor gibi gözüküyor.  Örne?in ?u ayetler:

“De ki: ‘Ey mülkün sahibi Allah’?m, diledi?ine mülkü verirsin ve diledi?inden mülkü çekip al?rs?n; diledi?ini aziz k?lar, diledi?ini alçalt?rs?n; hay?r senin elindedir. Gerçekten sen her ?eye kadirsin.” (Al-i ?mran, 26)

“Gerçekten Allah’a ve Resulü’ne kar?? ba? kald?ranlar, kendilerinden öncekilerin alçalt?lmas? gibi alçalt?lm??lard?r..” (Mücadele, 5)

“Rabbim, …onunla diledi?ini sapt?r?r, diledi?ini hidayete erdirirsin.” (A’raf, 155)

“Allah, onlar?n (kâfirlerin) kalplerini ve kulaklar?n? mühürlemi?tir. Gözlerinin üzerinde de perdeler vard?r. Ve büyük azap onlar içindir.” (Bakara, 7)

Bunlar? ve benzer di?er birçok ayeti insan?n hür iradesiyle çeli?meyecek ?ekilde nas?l tefsir etmeliyiz?    

 

Cevap: Muhterem karde?im, Kur’an-? Kerim, Allah’?n bu âlemdeki ilk tecellisi olan Peygamber’den (Allah’?n salât ve salam? ona ve Ehlibeyt’ine olsun) sonra en büyük tecellisidir. Zahiri güzel ve içeri?i çok derindir. Onun de?erinde bir nimet insanlara verilmi? de?ildir. Onun her ayeti güzellik, ayd?nl?k ve yücelik hazinesidir. ?mam Zeynelabidin (a.s) buyurmu?tur ki “Kur’an’?n ayetleri hazinelerdir; insan her bir hazineyi aç?nca onun içinde neler oldu?una bakmal?d?r.”

Kur’an-i Kerim’de hakk?nca dü?ünmek ve onun nuruyla ayd?nlanmak gerekir. Elbette bunun baz? ko?ullar? vard?r; bunlardan biri de ruhi temizli?e kavu?makt?r. Yoksa Kur’an üzerinde do?ru ?ekilde dü?ünmek ve onun yüce gerçeklerini anlamak ruhlar?n? kirleten insanlara mümkün olmaz. Ruhi temizlikten maksat en az?ndan bilerek hakk? çi?nememek ve kendi bildi?i çerçevede kötülük, yalan, zulüm, haks?zl?k, vb. her insan?n ilahi f?trat gere?i bildi?i kötülüklerden uzak durmaya çal??mas? ve içten gelen do?ruluk ve hakka boyun e?me e?ilimine uymas?d?r. ?kinci önemli ?art da Hz. Muhammed’in (s.a.a) ve Ehlibeyt’in (a.s), Kur’an-? Kerim’in aç?klay?c?s? olduklar?n? bilmek ve Kur’an’? anlamak için onlar?n nurlu aç?klamalar?na ve sözlerine ba?vurmakt?r.

Ancak sorunuza gelince, ?unu bilmeniz gerekir ki Allah’?n iste?i iradesi ba??bo? ve geli?igüzel bir istek de?il, birinin imanl? ve birinin kâfir olmas?n? istemesi adalet ve ilim ve hak üzere olan bir iradedir. Ba?ka bir ifadeyle bu yarat?l?? düzeninden daha güzel ve mükemmelini dü?ünmek imkâns?zd?r. Çünkü onu her eksiklikten uzak olan ve tüm güzel s?fatlar? ta??yan Yüce Allah yaratm?? ve yönetmektedir. Yüce Allah sonsuz merhamet, ilim, hikmet ve adalet sahibidir. Rahmeti en geni? ve sürekli oland?r. Allah geni? ve sonsuz rahmeti gere?i bir insan?n küfür ve inkârdan kurtulmas? için rahmetini ve hidayetini aç?k olan tüm pencerelerden ona gönderir ve onu kurtarmaya çal???r; ancak bir insan rahmetin kendisine ula?mas? için tüm kanal ve pencereleri kapat?nca muhakkak bu insan bu âlemdeki adalet üzere cereyan eden ve kötülerle iyilerin bir ve e?it olmamas?n? gerektiren hak ve adalet düzeni gere?i -ki bu düzen ilahi iradeye dayal?d?r- ilahi rahmetten mahrum kal?r; sonuçta hak üzere i?leyen ilahi irade gere?i inkârc? olur.
K?sacas? ilahi irade ve istek ba??bo? ve keyfi bir istek de?ildir; her ?eyi ku?atan ilahi bilgi, ilahi hikmet, ilahi adalet ve sonsuz ilahi rahmet gibi ilahi isim ve s?fatlar çerçevesinde i?ini görmektedir. Allah, birini kâfir k?l?yorsa bu, onun kendisine verilen kabiliyetleri kötüye kullanarak tüm rahmet zeminlerini kaybetmesi neticesinde gerçekle?ir

Yüce Allah, Kur’an-? Kerim’de bir ayette kendi iradesinin i?leme çerçevelerinden baz?lar?na i?aret etmi?tir. Örne?in buyuruyor ki:

“Allah bir gruba verdi?i nimeti onlar kendilerinde olan durumu de?i?tirmedikçe asla de?i?tirmez.” (Enfal, 53)

“Allah bir kavmin durumunu onlar kendi durumlar?n? de?i?tirmedikçe de?i?tirmez.” (Ra’d, 11) Yine buyuruyor ki, “Biz Peygamber göndermedikçe kimseyi azapland?rmay?z.” (?sra, 15)

Yine örne?in sizin nakletti?iniz Mücadele Suresi’nin 5. ayetinin devam?nda ?öyle buyuruyor: “O gün Allah onlar?n hepsini diriltecek ve yapt?klar? i?lerden onlar? haberdar k?lacakt?r. Allah bunlar? saym??, oysa onlar bunu unutmu?lard?r. Allah her ?eyi gözetleyendir.”

Bu ayetten iyice anla??l?yor ki k?yamette onlara verilen azap kendi yapt?klar?n?n sonucundan ba?ka bir ?ey de?ildir.

Yine kalplerin mühürlenmesinin hak düzen çerçevesinde gerçekle?ti?i gerçe?i ?u ayetten aç?kça anla??lmaktad?r: “Allah gökleri ve yeri hak üzere ve her insan kendilerine zulüm edilmeden yapt???n?n kar??l???n? bulsun diye yaratm??t?r.
“Heva ve hevesini (bozuk isteklerini) kendine tanr? edinen ve Allah’?n bilerek sapt?rd??? ve kula??n? ve kalbini mühürledi?i ve gözlerinin üzerine perde çekti?i kimseyi görmedin mi? Onu Allah’tan ba?ka hidayet etmeye kimin gücü yeter. Acaba ö?üt alm?yor musunuz?” (Casiye, 22-23)

Böylece Kur’an ayetleri, âlemde yürürlükte olan hak düzenin, özellikle insan ile ilgili hak nizam?n nas?l i?ledi?ini aç?klamaktad?rlar. Bu ayetler üzerinde dü?ünmek bizim için ?u noktan?n aç?kl?k kazanmas?na vesile olur ki: Bu âlem ba?s?z de?ildir; birinin inkâra sevk olmas? ve birinin küfür ve inkârdan kurtulabilmesi, hepsi tam bir hesap çerçevesinde gerçekle?ir.

Yukar?da Casiye suresinden nakletti?imiz ayetlerde aç?kland??? üzere, yer ve gök nizam?na bak?p evrenin bunca ihti?aml? bir düzen ve en ince hesaplar üzerine çal??t???n? görüyorsak, ?unu bilmemiz gerekir ki ayn? ?ey insan hakk?ndaki durumlar için de söz konusudur. Yani her ?ey hesapl?d?r. Ancak bu arada insan hür bir iradeye sahip olan bir varl?k oldu?u için onun irade ve ihtiyar? da bu âlemdeki etkenlerden biri k?l?nm??t?r; özellikle bu iradesi kendisi hakk?nda etkilidir; ancak bu etkinin de bir tak?m ölçüleri vard?r; yani belli bir adalet nizam?na tabidir ve ba??bo? de?ildir. Bu nizam çerçevesinde iyilik yolunu seçen bir kimse ile haks?zl?k ve zulüm yolunu seçen insanlar ayn? kar??l??? bekleyemezler. Ba?ka bir ifadeyle ?u nokta da anla??l?yor ki, bir insan?n inkârc? olmas? veya imanl? olmas? da bu âlemde gerçekle?en en önemli vak?alardan biri oldu?una göre ba??bo?, rastgele ve hesaps?z de?ildir; çok ince ve çok yönlü bir hesaba ba?l?d?r. Bu hesap mutlak adalet ve hikmet ve rahmet gibi ilahi s?fatlar çerçevesindedir. Bu adalet düzenini hem in?a eden hem de yöneten Allah’t?r. Buna göre birisi e?er bilerek kötü i? yapar ve hakk? çi?nerse ve kendinde bencillik, kibir vb. kötü huylar? geli?tirirse, o insan imanl? olmak için Allah’?n verdi?i imkân ve yetenekleri kendi iradesiyle kaybedebilir ve art?k bu âlemi adalet üzere yöneten ilahi irade gere?i küfre ve inkâra sapabilir. Bu konu ile ilgili olarak aç?klanmas? gereken di?er birçok nokta vard?r, ancak ?imdilik bu kadar?yla yetiniyoruz.

Tarih: 19-12-2019

FACEBOOK YORUM
Yorum