İlâhî Adaletin Delilleri
İlâhî Adaletin Delilleri
Aklî Delil: Zulüm kötüdür; yüce Allah asla kötülük yapmaz. Çünkü zulmün birkaç nedeni vardır ki yüce Allah onlardan münezzeh ve beridir.
Zulmün nedenleri ve kökleri şunlardır:
1- İhtiyaç: Zulme başvuran biri, bunu herhangi bir ihtiyacını gidermek için yapar.
2- Cehalet ve bilmezlik: zulmün çirkinlik ve kötülüklerini bilmeyen biri zulmeder ancak.
3- Ahlâkî rezillikler: Zulmeden biri kindar, düşman, kıskanç, bencil ve keyfine düşkün bir karakter taşır.
4- Acziyet: Kendisinden bir zarar veya tehlikeyi gidermeye gücü yetmeyen ve bundan aciz olan birinin de zulmetmesi mümkündür, böyle biri söz konusu amaç için zulmetmekten başka çare bulamaz.
Bir zulüm yapıldığında bunun nedeni yukarıda saydıklarımızdan biridir mutlaka; bu faktörler olmasaydı hiçbir zaman hiçbir yerde zulüm vuku bulmazdı. Bu faktörlerden hiçbiri Yüce Allah'ın hakkında düşünülemez. Zira yüce Allah:
1- Mutlak anlamda müstağni ve ganidir.
2- İlmi sınırsız ve sonsuzdur.
3- Bütün kemal sıfatlarına sahiptir ve her nevi kusur ve noksanlıktan beridir.
4- Sınırsız bir güç ve kudrete sahiptir.
Bütün bu nedenler, yüce Allah'ın âdil olduğunu göstermektedir.
Sahife-i Seccadiye'nin 45. duasında şöyle buyrulur:
Ya Rabbi! Senin bağışlayıp affetmen lütuftur, cezalandırman da tamamen adalet!
Ehlibeyt İmamları gece namazından sonra şöyle dua edilmesini tavsiye buyurmuşlardır:
Ya Rabbi! Senin ceza vermede acele etmediğini ve hükmünde asla zulme yer olmadığını bilirim… Ancak fırsatı kaçırmaktan korkan kimse acele eder ve ancak zayıf ve aciz olan zulümde bulunur. Ey yüceler yücesi Rabbim! Sen bütün bunlardan beri ve üstünsün! [1]
Allah'ın Adaletinin Anlamı
Bunun "Yüce Allah âdildir ve kimseye zulmetmez" şeklinde bilinen yaygın anlamından daha kapsamlı bir anlamı da vardır:
1- Yüce Allah'ın adil olması demek, O'nun maslahat ve hikmete aykırı hiçbir şey yapmaması demektir.
2- Adalet, yüce Allah'ın katında bütün insanların her bakımdan eşit ve bir olması ve iyi ameller işleyerek kendisini kötülüklerden uzak tutabilenler (muttakiler) dışında kimsenin diğerinden üstün sayılmamasıdır:
Allah katında en üstün ve en değerli olanınız, en takvalılarınızdır; şüphesiz, Allah bilen ve haberdar olandır. [2]
3- Hak üzere yargılama ve ödüllendirme: Yani çok küçük de olsa hiçbir amel yüce Allah katında karşılıksız kalmaz; hiçbir ayırım gözetmeksizin bütün kullarının işlediği en küçük amellerin bile karşılığını verir.
Kim bir zerre kadar iyilik ederse, onun karşılığını görecektir; kim bir zerre kadar kötülük ederse, onun karşılığını görecektir. [3]
4- Her şeyi yerine koymak: "Adil kimse, her şeyi kendi yerine koyan kimsedir." [4]
Yüce Allah her olay ve varlığı yerli yerinde yaratmış ve her varlık için gerekli terkipleri gerektiği oran ve ölçüde belirli kılmıştır. Varlık âleminin tamamında belli bir uyum ve denge vardır:
Yeryüzünde her şeyden, ölçüsü belirlenmiş ürünler bitirdik. [5]
Dünya tıpkı çehrede kaş, göz, yanakta ben'dir,
Öyle ki; her şey kendi yerinde en güzeldir.
5- Belli bir amaca yönelik amel: Yani varlık âlemindeki her şey belli bir amaca yöneliktir. Bütün âlemin var edilmesinde nice sırlar ve deliller gizlidir, hiçbir şey boş yere yaratılmış değildir:
Bizim sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız? [6]
Mezkur anlamda adalete inanıp yakîn etmek ve adaletin bütün anlamlarını kendi karakterinde somutlaştırmak, bireyin ahlâk yapısında fevkalade olumlu etkiler yaratmaktadır. Unutulmamalıdır ki, adil olan, adaleti sevendir aynı zamanda.
----------------
[1]- Misbahu'l-Müteheccid, Şeyh Tusi, s.173, Gece Namazı Duaları
[2]- Hucurat, 14.
[3]- Zilzal, 7.
[4]- Mecmau'l-Bahreyn, "Adalet" terimi.
[5]- Hicr, 19.
[6]- Müminun, 117.
Tarih: 07-12-2021