içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

?slamî Ya?am Tarz?nda Bo? Vakitler - 2

Bismillahirrahmanirrahim

?slamî Ya?am Tarz?nda Bo? Vakitler - 2

Ayet ve Rivayetlerde Bo? Zamanlar?n Yeri

Bo? zamanlar?n ne ?ekilde geçirilece?i ve nas?l yönetilece?i konusunun, insanlar?n maddi olanaklar? ve ya?am düzeyi ile s?k? bir ili?kisi oldu?u göz önüne al?nd???nda bunun göreceli zamansal ve mekânsal kavramlardan oldu?unu söylemek mümkündür. Sonuçta ayetler ve rivayetlerin bo? zamanlar?n ne ?ekilde geçirilece?ini tüm ayr?nt?lar?yla aç?klamas?n? beklemek do?ru de?ildir. Zira Kur’an, Hz. Peygamber (s.a.a) ve Masum ?mamlar?n (a.s) emirleri, ameli noktada küllî kaidelere dayanan esas ölçüleri ve genel çerçeveyi belirlemektedir. Bu yüzden istisnai baz? yerler hariç genellikle detaylar ve m?sdaklara girmezler. Detaylar ve m?sdaklar?n birço?u zaman ve mekân?n gereksinimlerinden olup ?artlara göre de?i?kenlik gösterebilmektedir.

?slam dini bizden yükseli? için hiçbir f?rsat? zayi etmememizi istiyor. Ne zaman önemli bir i?i tamamlarsak hemen ard?ndan ba?ka önemli bir i?e koyulmam?z? tembihliyor. Bunun da gere?i ya?ant?m?z için belli bir program?m?z?n olmas? ve daima as?l hedefe do?ru hareket halinde bulunmam?zd?r.

Ayette ?öyle buyurmaktad?r:

“Önemli bir i?i bitirince di?erine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.” [1]

Bu ayetle Yüce Allah, Hz. Peygamber’in (s.a.a) ?ahs?nda tüm müminlerden yükseli? için hiçbir f?rsat? zayi etmemelerini istemi?tir. Elbette i?lerin birço?u zamansald?r. Fakat ne zaman ki önemli bir i? sonland?r?l?rsa Yüce Allah hemen ba?ka önemli bir i?e ba?lan?lmas?n? emretmi?tir.

Zaman? En ?yi ?ekilde De?erlendirmenin Zarureti

Bo? zamanlar?n tan?m?n? yapt???m?zda da belirtti?imiz gibi bo? zamanlar ölü ve faydas?z vakitler anlam?na gelmez. Dini kültür esas?na göre bizler ömrümüzün bir an?n? bile bo? geçirme hakk?na sahip de?iliz. Biz ömrümüzün her an?n?n hesab?n? vermek durumunday?z. Rivayetlerde hesap gününde cevap vermemiz gereken hususlardan birinin, ömrümüz ve gençli?imizi ne ?ekilde geçirdi?imiz konusu oldu?una dikkat çekilmi?tir.

Hz. Peygamber (s.a.a), “Onlar? durdurun; çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” [2] ayetinin tefsirinde ?öyle buyurmu?tur: “K?yamet günü hiç kimse kendisine ?u dört soru sorulmadan bir ad?m bile atamayacakt?r: Gençli?ini nerede harcad???, ömrünü nerede tüketti?i, mal?n? nereden toplay?p nerede harcad??? ve biz Ehlibeyt’in sevgisinden.” [3]

Mevlana da bu hususta ?u beyitleri söylemi?tir:

Sana verdi?im ?u mühlette ne getirdin bana der Hak

Ömrünü hangi i?te bitirdin, sermayeni ve gücünü nerde tükettin

Gözünün ?????n? nerede soldurdun ve be? duyunu nerede meze ettin

Göz, kulak, zekâ ve ar??n cevherlerini harcad?n da fer?ten/dünyadan ne ald?n

Haf?z ise, ?öyle demi?tir:

Gönül kadrini bilmeyip zaman?n yapmam??sa bir i?

Ya?anm?? zaman?n hâs?l?ndan utanmak gerekirmi?

??te bu yüzden masum imamlar ve din önderleri f?rsatlar? de?erlendirme noktas?nda birçok tavsiyede bulunmu?, bizi elimizde bulunan f?rsat ve zamanlara kar?? dikkatli olmam?z hususunda sürekli uyarm??lard?r. Zira zaman? biriktirmek de geri getirmek de imkâns?zd?r. Müminin bütün zamanlar? için programl? olmas?, dindar ve iman sahibi olmas?n?n özelliklerinden biridir. Müminin bo?luk ve tembelli?e zaman? yoktur.

Hz. Peygamber (s.a.a) Ebuzer’e olan tavsiyelerinde ?öyle buyurmu?tur: “Ey Ebuzer! Ömür hazinene dirhem ve dinar?ndan daha h?rsl? ol!” [4]

?mam Ali (a.s) ?öyle buyurmu?tur: “F?rsatlar bulutlar gibi geçip gider; o halde f?rsatlar ele geçti?inde onlar? süratle hay?r kap?lar?nda kullan?n. Yoksa pi?manl??a dönü?ür.” [5]

“F?rsat? zayi etmek üzüntü getirir.” [6]

“F?rsat geldi?inde onu sa?lamca tut; zira elden ç?kt???nda onu bir daha bulamazs?n.” [7]

?mam Hasan (a.s) ?öyle buyurmaktad?r: “F?rsatlar?n elden ç?k??? h?zl?, geri gelmesi yava? olur.” [8]

“Sizden bir genci iki durumdan birinin d???nda görmek istemem: Ya âlim/bilgin veya müteallim/ö?renen olarak. Muhammed’i (s.a.a) hak üzere peygamber olarak gönderene yemin olsun ki e?er bu iki halden biri üzere olmazsa, fire vermi?tir; e?er fire vermi?se ömrünü zayi etmi?tir. Ömrünü zayi eden günahkârd?r ve günahkâr olan da cehennemdedir.” [9]

?mam Zeynelabidin (a.s) Sahife-i Seccadiye’de bu konuda ?öyle buyurmaktad?r: “?ayet bizim için i?ten artakalan bo? bir zaman mukadder ettiysen, onu selamet bo? zaman? k?l, ondan bir günah veya bir yorgunlukla ayr?lmayal?m. Böylece, kötülükleri yazan melekler, kötülüklerimizin an?lmad??? tertemiz bir sayfayla ve iyilikleri yazan melekler de, yazd?klar? iyiliklerimizle bizden ho?nut olarak geri dönsünler.” [10]

?mam Musa Kaz?m (a.s) ?öyle buyurmu?tur: “Yüce Allah çok uyuyan ve bo? olan kula bu?z eder.” [11]

Bo? Zamanlar? Nas?l De?erlendirmeli

Tüm bireyler bo? zamanlar? de?erlendirme ?ekli aç?s?ndan e?it de?ildir. Maalesef baz? bireylerin bu hususa hiçbir program? yoktur. Bu yüzden onlar?n ya?amlar?n?n en kötü anlar?, bo? zamanlar?d?r. Bu tür ki?iler için bo? zamanlar, hiçbir ?ey yap?lmayan zamanlard?r. Bo? zamanlara bu ?ekilde yakla??m?n sonucu caddelerde volta atmak, sokak ve yol ba??nda durmak veya etraf?ndakiler için sorun ç?karmakt?r. Baz?lar? televizyon izleyerek veya radyo dinleyerek ve benzer tarzdaki i?lerle bo? zamanlar?n? geçirirler. Bu tür ki?iler de ço?unlukla programs?zd?rlar. Elbette programl? bir ?ekilde zaman?m?z?n bir bölümünü televizyon izlemek gibi aktivitelere ay?r?rsak, bunda bir sak?nca yoktur. Sak?ncal? olan bu tür programlara edilgin bir ?ekilde yakla?makt?r. Programs?zl?k ve b?kk?nl?k yüzünden televizyon, radyo ve uydu kanallar?n? kar??t?rarak kendimizi me?gul etmemeliyiz.

Böyle bir durum insan? ahlaki ve sosyal aç?dan birçok bozukluklara itebilir. ?slam’?n bizden istedi?i ?ey, bo? zamanlara etkin bir ?ekilde yakla?mam?z; do?ru bir yönetim ve kapsaml? bir programlamayla bo? zamanlar?m?zdan en iyi ?ekilde yararlanmam?zd?r. Çal??ma saatlerimizde ihtiyaç duyaca??m?z fiziki ve ruhsal az???m?z? bo? zamanlar?m?zdan almal?y?z.

E?lenme

E?lenme, bo? zamanlarda yap?lacak en önemli ve zaruri i?lerden biridir. Her insan?n istirahat ve e?lenmekle geçirece?i zamanlara ihtiyac? vard?r. Elbette toplumdaki çe?itli ya? ve s?n?flardan olan bireylerin e?lenme ?ekilleri birbirinden farkl?d?r. Fakat hiçbir insan bundan müsta?ni de?ildir.

E?lenme, yeni bir güç kazanmak ve ya?ant?daki monotonlu?u gidermek için gerekli bir i? olup fiziki ve ruhsal sa?l???n en önemli temellerinden biridir. Hz. Yusuf’un (a.s) k?ssas?nda karde?lerinin, onunla ilgili izni babalar?ndan alabilmek için ?öyle dediklerini görüyoruz:

“Babalar?na ?öyle dediler: Ey babam?z! Yusuf hakk?nda bize neden güvenmiyorsun? Hâlbuki biz onun iyili?ini isteyen ki?ileriz. Yar?n onu bizimle gönder de gezip oynas?n. ?üphesiz biz onu koruruz.” [12]

Baz? müfessirler bu ayetten ergenlik ça??ndaki çocuklar ve gençler için oyun oynaman?n mubah oldu?u istifadesinde bulunmu?lard?r. Hatta bu ayete göz yumsak dahi ?slam dininin çe?itli oyunlar? tavsiye etti?i konusunda hiç ku?ku yoktur. Örne?in güre?, okçuluk, binicilik, yüzme ve k?l?ç kullanma tekni?i gibi alanlar, ?slam dininin tavsiye etti?i aktivitelerdir. Bu tür spor ve aktivitelerin insan? fiziki ve ruhsal olarak güçlendirdi?i, bedenen ve ruhen rahatlatt??? konusu hiç kimseye gizli de?ildir. ?imdi bu spor ve e?lencelere i?aret eden baz? rivayetlere bakal?m:

Hz. Peygamberden (s.a.a) nakledilen bir rivayete göre o hazret ?öyle buyurmu?tur: “Evlad?n baba üzerindeki hakk?, ona yazmay?, yüzmeyi ve at?c?l???/okçulu?u ö?retmesidir.” [13]

Hz. Peygamber (s.a.a) bir ba?ka hadisinde yüzmeyi mümin için en güzel e?lence olarak nitelemi? ve ?öyle buyurmu?tur: “Yüzmek, müminin en güzel e?lencesidir.” [14]

Hazret bir di?er hadisinde ?öyle buyurmu?tur: “Müminin ?u üç tanesi d???nda tüm e?lenceleri bat?ld?r: At terbiyecili?i, yay?ndan ok at??? ve e?i ile vakit geçirmesi; bu e?lenceler hakt?r.” [15]

Ahmed Hüseyin ?ER?FÎ

 

---------

[1]- ?n?irah, 7-8.

[2]- Saffat, 24.

[3]- ?eyh Saduk, ?lelu’?-?erayi, c.1, s.218; ?eyh Saduk, El-Hisal, c.1, s.253.

[4]- Mekarimu’l Ahlak, s.460.

[5]- Tasnif-i Gurerul Hikem ve Dürerül Kelim, s. 473, no. 10811; Nehcü’l Bela?a, K?sa Sözler, no. 21.

[6]- Nehcü’l Bela?a, K?sa Sözler, no. 118.

[7]- Uyunu’l-Hikem ve’l-Mevaiz, s. 350, no. 5948.

[8]- Hüseyin b. Muhammed b. Hasan b. Nasr Helvani, Nüzhetu’n-Naz?r ve Tenbihu’l Hat?r, s.72.

[9]- Biharu’l Envar, c.1, s.170.

[10]- Sahife-i Seccadiye, s.62. Dua: 11.

[11]- Vesailu’?-?ia, c.17, s.58.

[12]- Yusuf, 11-12.

[13]- Ebul Kas?m Payende, Nehcü’l Fesahe (Hz. Peygamber’in (s.a.a) k?sa sözlerinden olu?an bir mecmuad?r), s.447, Hadis: 1394.

[14]- Mizanu’l-Hikme, h: 18069.

[15]- el-Kâfi, c.5, s.50.

Tarih: 13-09-2023

FACEBOOK YORUM
Yorum