İslamî Yaşam Tarzında Boş Vakitler - 3
Boş zamanları geçirmenin en güzel ve faydalı yollarından biri yolculuk ve gezidir. İslam dini de bunu güçlü bir şekilde tavsiye etmiştir.
…
Bismillahirrahmanirrahim
Yolculuk ve Gezi
Kur’an-ı Kerim’de geçen birçok ayette ilahi mucizeler ve nişanelerin müşahede edilmesi, din düşmanlarının ve peygamberleri yalanlayanların nasıl bir akıbete uğradıkları ve günahkârların hüsran dolu sonunun görülmesi için yeryüzünde yolculuk edilip gezilmesi çağrısı yapılmıştır.
Kur’an-ı Kerim, yeryüzünde gezmenin varlık gerçeklerini daha iyi anlamaya vesile olacağına işaret etmektedir. Eski tarihi eserleri ve geçmiştekilerden geriye kalmış kalıntıları görmek ibret alınmasına ve insanın kendi akıbeti hakkında daha fazla düşünmesine vesile olur. Burada ilgili bazı ayetleri zikrediyoruz:
“Sizden önce(ki milletlerin başından) nice olaylar gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin dolaşın da yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu bir görün.” [1]
“Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, (gerçeği) düşünecek kalpleri, (hakkın sesini) işitecek kulakları olsun?! Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.” [2]
“De ki: Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.” [3]
“De ki: Yeryüzünde dolaşın da Allah’ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığına bakın. Sonra da (aynı şekilde) sonraki yaratmayı da yapacaktır. (Dünyayı yarattığı gibi ahiret yurdunu da aynı şekilde yaratacaktır). Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.” [4]
“Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp alt üst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.” [5]
Hz. Peygamber (s.a.a) bir hadisinde yolculuk ve gezmenin, bedensel sağlık ve ekonomik kazanıma vesile olacağını şu şekilde ifade buyurmuştur: “Yolculuk edin ki sıhhat bulasınız; yolculuk edin ki kazanç sağlayasınız.” [6]
İmam Ali’ye (a.s) mensup bir divanda o hazret yolculuğun önemine dair şöyle buyurmuştur: “Yüceliği aramak için vatanından çık ve yolculuk et; zira yolculukta beş fayda var: Üzüntüden kurtuluş, maişet sağlama, ilim öğrenme, adap edinme ve büyük insanlarla arkadaşlık kurmak.”
Sılayı Rahim
Boş zamanları geçirmenin en güzel ve değerli yollarından biri akraba ziyaretleri ve dostlarla buluşmaktır. İslam dini toplumsal temellerin güçlenmesi ve korunması için akrabalık ilişkileri anlamına gelen sılayı rahim konusuna büyük önem vermiş, onun için maddi-manevi birçok bereket saymıştır. Doğal olarak günlük çalışma ve iş saatlerinde bu dini ve insani görevi yerine getirme imkânı bulunmamaktadır. Dolayısıyla boş zamanlar bu işi yapmak için en uygun zamanlardır. Bu konuda gelmiş olan yüzlerce ayet ve rivayet arasından sadece birkaç rivayeti zikretmekle yetineceğiz.
İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Dindarların birtakım alametleri vardır ki bunlarla tanınırlar: Doğru konuşmak, emaneti yerine ulaştırmak, ahde vefa etmek, akrabalarla ilişki halinde olmak ve …” [7]
İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyuruyor: “Akrabalarla ilişki; amelleri temizler, malları geliştirir, belaları defeder, hesabı kolaylaştırır ve ömrü uzatır.” [8]
İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Akrabalarla ilişki; ahlakı güzelleştirir, eli açık kılar, nefsi temizler, rızkı artırır ve eceli geciktirir.” [9]
Allah’a İbadet
Kur’an-ı Kerim açısından Allah’a ibadet ve kulluk insan yaratılışının asıl hedefidir. Nitekim ayette bu gerçek açık şekilde ifade edilmiştir:
“Şüphesiz ben insanları ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattım.” [10]
Sonuçta kendi yaratılış felsefesi doğrultusunda hareket etmek isteyen bir insan, vaktinin tamamını Allah’a ibadet ve kullukla geçirmelidir. Elbette ibadet ve kulluk sadece fıkhi açıdan tanımlanmış ibadetler anlamına gelmez. İnsan, ilahi amaç taşıması ve Allah’a yakınlaşma niyeti doğrultusunda olması şartıyla yemek, içmek ve eğlenmek gibi insani işlerini de ibadet sayabilir. Bununla birlikte sünnet namazı, bazı dua ve zikirleri okumak, müstehap oruç tutmak, Kur’an ayetleri üzerinde daha fazla düşünmek vb. özel ibadetler, boş zamanları dolduracak en uygun işlerden olabilir.
İmam Ali (a.s) bir duasında Yüce Allah’tan şöyle istiyor: “Allah’ım! Bana, yaratılmış olduğum şeye ulaşmam için feragat/fırsat ver.” [11]
Nefsi Hesaba Çekmek
Boş zamanlarda rahat bir kafayla yapabileceğimiz en güzel işlerden birisi, günlük veya geçmişteki amellerimizin hesabı ile meşgul olmaktır. İnsan bazen kendisini öylesine gündelik faaliyetler ve işlere kaptırır ki yaşamının asıl amacını unutur. Hatta günler geçip gittiği halde bir kez olsun her insanın yaşamında olması gereken en temel soruların muvacehesinde kendi analizini yapmak bir tarafa dursun, bu sorular aklına bile gelmez.
“Nereden geldim? Ne için geldim? Neden geldim? Nereye gidiyorum? Bu yolu nasıl kat etmeliyim? Bu yolun gereksinimleri ve azığı nedir? Bu yoldaki arkadaşlarım kimlerdir? Bu yolun eşkıyası kimlerdir ve nerededirler?”
Bu gibi sorular her insanın gündeminde olmalıdır ve boş zamanların bir bölümünü bu tür sorular üzerinde düşünmeye ayırmak, yapılacak en güzel işlerden biridir. İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “İnsana, kendisini meşgul edecek hiçbir iş olmadığı bir zamanda nefsini hesaba çekmesi, gecesinde ve gündüzünde kazandığı ve kaybettiği üzerinde düşünmesi ne kadar da çok yakışır.” [12]
Bir başka hadisinde ise, “Dindar bir kişinin zamanını üçe böldüğünü; bir bölümünü Rabbiyle münacat ederek geçirdiğini, bir bölümünü helal ve güzel olan lezzetlere ayırdığını ve bir bölümünde ise, nefsini hesaba çekmekle meşgul olduğunu” buyurmuştur. [13]
Bununla ilgili olarak İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Her Müslüman en azından haftada bir kez kendisini gündelik işlerden soyutlamalı; dini terbiyesi ile ilgili konuları özellikle dikkat-i nazara almalı, dini meselelerinin peşinde olmalı ve iphamlarını gidermelidir.”
“Haftada [hiç olmazsa] Cuma gününde dininin emri ve onun hakkında sormak için kendisine vakit ayırmayan Müslümanın vay haline!” [14]
Ahmed Hüseyin ŞERİFÎ
--------
[1]- Ali İmran 137; ayrıca bkz. En’am, 11 ve İbrahim, 36.
[2]- Hac, 46.
[3]- Neml, 69.
[4]- Ankebut, 20.
[5]- Rum, 9; ayrıca bkz. Yusuf 109, Fatır 44, Mümin 21, 22 ve 82, Muhammed 10.
[6]- Biharu’l Envar, c.73, s.221.
[7]- el-Kâfi, c.2, s.239.
[8]- el-Kâfi, s.150.
[9]- el-Kâfi, s.151.
[10]- Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zariyat 56).
[11]- İbn-i Ebi’l-Hadid, Şerh-i Nehcü’l Belağa, c.2, s.348, no. 989.
[12]- Tasnif-u Gureru’l Hikem ve Dureru’l Kelim, s.236, no. 4749.
[13]- Nehcü’l Belağa, Kısa Sözler, no. 390.
[14]- Şeyh Saduk, el-Hisal, c.2, s.393.
Tarih: 18-10-2023