Nübüvvet İlimlerinin Hazinesi Ali (a.s)
Hz. Resulullah’ın (s.a.a) hadis ve siretinden de anlaşıldığı üzere ashabının nübüvvet ilmini kabul için gerekli yetenek ve liyakate sahip değildi.
Bismillahirrahmanirrahim
Müslümanların, ister-istemez günün birinde nübüvvet ilmine muhtaç olacağını çok iyi bir şekilde bilen Hz. Resulullah (s.a.a), İmam Ali b. Ebi Talib’i (a.s) seçerek, İslam öğretileri ve nübüvvetin ağır ilimlerini ona emanet bırakmış ve gece-gündüz onu yetiştirmeye çalışmıştı. Bu hususta hakikatlerin ortaya çıkması için birtakım hadisler nakletmek istiyoruz:
Hz. Peygamber (s.a.a) Hz. Ali’ye (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah, seni kendime yakınlaştırmamı ve sana ilimleri öğretmemi emretmiştir. Sen de bu ilimleri öğrenmek ve hafızana kaydetmek hususunda çaba sarfetmelisin. Böylece Allah da seni teyit edecektir." [1]
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: "Resulullah’tan (s.a.a) duyduğum hiçbir şeyi unutmadım." [2]
Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Resulullah (s.a.a) bana bir saat gece ve bir saat de gündüz vakit ayırmıştı." [3]
Hz. Ali’ye (a.s) "Nasıl oldu da siz, sahabelerden daha fazla hadis öğrenebildiniz?" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Ben Resulullah’a (s.a.a) bir şey sorduğumda cevap verirdi ve sustuğum da ise, kendisi konuşmaya başlardı." [4]
Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Hz. Resulullah (s.a.a) bana "Sözlerimi yaz" buyurdular. Ben "Ya Resulallah! Unutacağımdan mı korkuyorsunuz?" dedim. O, “Hayır” dedi; zira Allah’tan seni hafız kılmasını istedim ama bu konuları kendi ortakların ve evladından olan imamlar için yazmalısın. O İmamların vücudunun bereketiyle insanlara yağmur yağmakta ve duaları kabul olmaktadır. Belalar yok olmakta ve göklerden rahmet nazil olmaktadır." Daha sonra da İmam Hasan’a (a.s) bakarak şöyle buyurdu: "Bu senden sonra ilk imamdır." Daha sonra da Hüseyin’e işaret ederek "Bu da senden sonra ikinci imamdır ve diğer imamlar Hüseyin’in evlatlarındandır" buyurdular." [5]
Hz. Ali’nin (a.s) Kitabı
Evet, Hz. Ali b. Ebi Talib (a.s) kendi kabiliyeti, ilahî yeteneği ve Hz. Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) isteğiyle Hz. Peygamber'in (s.a.a) ilim ve marifetlerini öğreniyor ve bir kitapta yazıyordu. Hz. Ali (a.s) bu kitabını zaruret anında faydalanılması için kendi vasilerine verdi.
Bu husus Ehl-i Beyt’ten nakledilen rivayetlerde de yer almıştır. Örneğin İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: "Bizde öyle bir şey vardır ki insanlara muhtaç olmayız ama insanlar bizlere ihtiyaç duyar. Zira bizde Hz. Resulullah’ın (s.a.a) İmam Ali’ye (a.s) yazdırdığı bir kitap vardır. Bu kitapta bütün helal ve haramlar yazılıdır." [6]
İmam Muhammed Bakır (a.s) Cabir’e şöyle buyurdu: "Ey Cabir! Eğer biz kendi görüşlerimizden bir şey söyleyecek olsaydık, helak olurduk. Ama halkın altın ve gümüş topladığı gibi biz, Hz. Resulullah’tan (s.a.a) topladığımız hadisleri sizler için naklediyoruz." [7]
Abdullah Sinan şöyle diyor: İmam Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğunu işittim: "Bizim yanımızda, 70 zırâ uzunluğunda Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Hz. Ali’ye (a.s) yazdırdığı bir kitap vardır. İnsanların bütün ilmi ihtiyaçları hatta bedendeki bir sıyrığın diyeti bile bu kitapta mevcuttur." [8]
Nübüvvet İlminin Varisleri
Bu noktada söz konusu Sünni kardeşlerime bunu söylemek isterim: Siz Resulullah’ın evlatlarının imametini kabul etmiyorsunuz ama yine de onların sözünü hüccet ve muteber kabul etmelisiniz. Nitekim sahabe ve tabiilerin hadislerini de muteber sayıyorsunuz. Bu durumda Hz. Resulullah’ın (s.a.a) mübarek Ehl-i Beyt’inden gelen hadisleri de hüccet kabul etmelisiniz. Onları “imam” olarak kabul etmeseniz de onların rivayet hakkı ortadan kalkmaz. Onların sözlerinin değeri kesin olarak sıradan bir ravinin sözlerinden daha çoktur. Ehl-i sünnet alimleri de Ehl-i Beyt’in temizlik ve ilmi makamını itiraf etmektedirler. [9]
İmamlar (a.s) defalarca şöyle buyurmuşlardır: "Biz kendimizden bir şey söylemiyoruz, Hz. Peygamber’in (s.a.a) ilimlerinin varisiyiz. Bizler ne söylesek babalarımız vasıtasıyla Hz. Peygamber’den (s.a.a) nakledilmiştir."
Örneğin İmam Sadık (a.s) şöyle buyururlar: "Benim hadisim babamın hadisidir, babamın hadisi de atamın hadisidir. Atamın hadisi de Hüseyin’in hadisidir. Hüseyin’in hadisi de Hasan’ın hadisidir. Hasan’ın hadisi Emirü’l Müminin’in hadisidir. Emirü’l Müminin’in hadisi de bizzat Hz. Resulullah’ın (s.a.a) hadisidir. Ve Hz. Resulullah’ın (s.a.a) hadisi ise, Allah’ın kelamıdır." [10]
Evet, insaflı olmak gerekir. Cennet gençlerinin efendisi olan Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin’le (a.s) takva ve ibadeti ile meşhur olan Ali b. Hüseyin’in (a.s) ve ilmî makamı ve takvasıyla bilinen Muhammed b. Ali (a.s) ile Cafer b. Muhammed’in (a.s) sözleri Ebu Hureyre, Semure b. Cündep ve Ka’bu’l Ahbar’ın sözleri kadar olsun, değerli değil midir acaba?!
Evet, İslâm Peygamberi (s.a.a) Hz. Ali (a.s) ve evlatlarını kendi ilminin hazineleri karar kılmış; bu meseleyi defalarca Müslümanlara hatırlatmış ve insanları onlara uymaya davet etmiştir. Ama ne yazık ki İslam’ın gerçek yolu saptırılmış ve İslam toplumu, Ehl-i Beyt’in değerli ilimlerinden mahrum kalmıştır. Bu da İslam ümmetinin geri kalmasına sebep olmuştur.
Ayetullah İbrahim EMİNİ
--------------
[1]- Yanabiu’l Mevedde, c.1, s.104.
[2]- A'yanu’ş-Şia, c.3.
[3]- Yanabiu’l Mevedde, c.1, s.77.
[4]- Yanabiu’l Mevedde, c.2, s.36; El-Tabakatu’l Kebir, c.2, s.101, 2.bölüm.
[5]- Yanabiu’l Mevedde, c.1, s.17.
[6]- Camiu Ahadisi’ş-Şia, c.1, önsöz.
[7]- Camiu Ahadisi’ş-Şia, c.1.
[8]- Camiu Ahadisi’ş-Şia, c.1.
[9]- Daha fazla bilgi için şu kitaplara müracaat ediniz: Metalibu’s-Su'l, Tezkiretu Hevassi’l Ümme, Nuru’l Ebsar, El-Sevaiku’l Muhrika, Tarihu İbn-i Hallekan, Kitabu’l Safve, Ravzetu’s-Safa, İsbatu’l Vasiyye.
[10]- Kitabu Cami-i Ahadisi’ş-Şia, c.1, önsöz.
Tarih: 26-01-2024