içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Tevhit ve ?slami Ya?am Tarz? - 1

Ya?am tarz? bir anlamda inançlar ve de?erlerin mahsulü ve sonucudur. Yani her birey veya toplumun ya?am ?ekli o birey veya topluma hâkim olan inanç ve de?erlere ba?l?d?r. Tevhit eksenli inançlar ve dünya görü?ü ile ilahi ideolojiye dayal? de?erler sistemi bizim ya?am ?eklimize yön verir.

Tevhit ve ?slami Ya?am Tarz? - 1

Bismillahirrahmanirrahim

Bir Müslüman?n ya?am?n?n her alan?nda kendisini göstermesi gereken en önemli ?slami inançlardan birisi tevhit ve Allah’?n birli?ine olan inançt?r. Tevhit gerçekte özel bir a?aç yeti?tiren özel toprak gibidir ve o a?açtan özel bir meyve vücuda gelir. Allah’?n birli?ine inanç esas?na dayal? bir ya?am sürdüren Müslüman?n hayat?nda ?irkin hiçbir türü kabul edilemez. Bunun yan? s?ra Allah’?n birli?ine inanmak, muvahhid bir insan?n tüm eylemleri ve programlar? için dö?enmi? ray konumundad?r, onu vahdete do?ru hidayet eder.

Tevhide iman kendi siyasi, hukuki, kanuni, iktisadi, kültürel ve nizami sistemini olu?turur. Tevhide dayal? düzenlerin kendine özgü ya?am tarz? olur. ?mam Humeyni’nin Paris’teki sürgün hayat?n?n son günlerini ya?ad??? 7 Ocak 1979 tarihinde ?ngiliz Times gazetesi muhabirinin kendisi ve ?ran halk?n?n inançlar?na ili?kin sorusuna verdi?i ?u cevab?, tevhit inanc?n?n toplumsal yap?n?n çe?itli alanlar?n? olu?turmadaki rolünü çok güzel ?ekilde göstermektedir:

Benim ve tüm Müslümanlar?n inançlar? Kur’an-? Kerim’de gelmi? olan konulard?r veya Allah Resulü ve o hazretin ard?ndan gelmi? olan hak önderlerin beyan ettikleri hususlard?r ki bu inançlar?n hepsinin kökeninde, itikatlar?m?z?n en önemlisi ve de?erlisi olan tevhit ilkesi vard?r. Bu inanç ilkesine göre biz ?una inanmaktay?z: Bütün dünyan?n, tüm varl?k âleminin ve insan?n yarat?c?s? Yüce Allah’?n mukaddes zat?d?r. O bütün gerçekleri bilir, her ?eye kadirdir ve her ?eyin malikidir. Bu ilke bize insan?n sadece Yüce Hakk’?n zat? kar??s?nda teslim olmas? gerekti?ini ve hiçbir insana itaat etmemesi gerekti?ini ö?retiyor. Ancak itaat edilmesi, Allah’a itaat say?lan kimseye itaat edilir. Binaenaleyh hiçbir insan, ba?ka insanlar? kendisine teslim olmaya mecbur k?lamaz. Biz bu inanç ilkesinden insano?lunun özgür oldu?unu ö?reniyoruz.

Dolay?s?yla hiç kimsenin bir insan? veya bir toplumu veyahut bir milleti özgürlü?ünden mahrum etme, onun için kanun koyma, kendi nak?s dü?üncesine göre onun davran?? ve ili?kilerinin ?eklini belirleme veya ki?isel istek ve e?ilimlerine göre bunlar? tanzim etme hakk? yoktur. Bu inanç ilkesiyle biz ?una inanmaktay?z: ?nsan?n kanun koymas? sadece Yüce Allah’?n ihtiyar?ndad?r. Çünkü varl?k ve yarat?l???n kanunlar?n? koyan da Allah’t?r.

?nsan ve toplumlar?n kemal ve saadetleri sadece peygamberler vas?tas?yla tebli? edilmi? olan ilahi kanunlara uymakla hâs?l olur. Be?erin çökü?ü ve bat??? ise özgürlü?ünden mahrum edilmesi ve di?er insanlara teslim olmas? halinde vuku bulur. Buna göre insan bu esaret zincirlerine ve esarete ça??ranlara kar?? k?yam etmeli, kendisini ve toplumunu özgürle?tirmeli ki herkes Allah’a kul ve O’na teslim olsun.

??te bu nedenle biz bask?c? ve sömürgeci güçlere kar?? toplumsal bir mücadele ba?latt?k. Mücadelemiz, tüm insanlar?n Allah huzurunda bir oldu?unu içeren tevhit inanc?m?zdan esinlenmi?tir. O, hepimizin yarat?c?s?d?r ve herkes O’nun mahlûku ve kuludur. Temelde tüm insanlar e?ittir. Birinin di?erine kar?? üstünlü?ü takva ve günahtan temiz olmas? ölçüsü ve kaidesine göredir.

Dolay?s?yla camiada bireyler aras?ndaki e?itli?e halel getirecek ve içi bo? anlams?z ayr?cal?klar? topluma egemen k?lacak her türlü harekete kar?? mücadele etmek gerekir. Elbette bu sadece konunun ba?lang?c?d?r; bu inanç ilkesi ve di?er inanç de?erlerimize ili?kin s?n?rl? bir aç?klamad?r.

Âlimler ?slami konulardan her birinin izah ve ispat? için ?slam tarih boyunca ayr?nt?l? kitaplar ve risaleler yazm??lard?r. [1]

?slam Aç?s?ndan ?nsan ve Ya?am Tarz?

Her ekol ve dinin sundu?u makbul ya?am tarz?n? derk etmek için söz konusu din ve ekolün varl?k hendesesinde insana bak?? aç?s?n? özel olarak dikkate almak gerekir. Bu esasa binaen ?slam dininin ya?am tarz?na ili?kin çe?itli alanlardaki görü?ü de bu semavi dinin birbirine ba?l? olan varl?k manzumesinde insana ve onun konumuna bak?? aç?s?na göre ?ekillenmi?tir.

Elbette “?slam dini aç?s?ndan insan? tan?ma” konusunda geni? bilgi edinmek için ilgili kitaplara müracaat etmek gerekir. [2]

?nsan?n Hakikati

?nsan cisim ile ruhun bile?iminden olu?mu?tur; bu meyanda ruh, insan?n gerçek yüzünü olu?turur ki ebedi hayat onunlad?r ve asla ölümle yok olup ortadan kalkmaz. Zira ölüm, ruhun beden kal?b?ndan ç?k?p ba?ka bir yere intikal etmesidir. Kur’an ayetlerinde bu gerçe?e temas edilmi?tir:

De ki: Sizinle görevli olan ölüm mele?i can?n?z? al?r, sonra Rabbinize döndürülürsünüz.” [3]

Zalimleri can çeki?meleri s?ras?nda bir görseydin! Melekler (onlara do?ru) ellerini uzatarak (?öyle derler): “Haydi canlar?n?z? ç?kar?n! Hak olmayan ?eyleri Allah’a isnat etti?iniz ve ayetlerine kar?? büyüklük taslad???n?z için bugün a?a??lay?c? azapla cezaland?r?lacaks?n?z!” [4]

Birçok rivayette de insan?n baki kalaca?? ve ölümle asla son bulmayaca?? gerçe?i aç?k ?ekilde beyan edilmi?tir. Hz. Resulullah (s.a.a) ?öyle buyurmu?tur: “Fani olmak için yarat?lmad?n?z; bilakis beka ve ölümsüzlük için yarat?ld?n?z. Sadece bir haneden ba?ka bir haneye intikal etmektesiniz.” [5]

?nsan Ya?ant?s?n?n Hedefli Olmas?

?nsan ihtiyar sahibi/özgür bir varl?kt?r. E?er insan?n ihtiyar sahibi oldu?unu kabullenmeyip geleneksel veya modern cebriye ekollerine inan?rsak bu durumda ?slami veya gayri ?slami ahlak ve adaba dayal? bir ya?am tarz?n? yaymaktan söz edemeyiz. ?htiyar sahibi bir insan bütün faaliyetleri ve hareketlerinde kendisi için hedef veya hedefler öngörür. ?htiyari faaliyetlerini de o hedefe ula?mak için yapar. Asli bir hedef oldu?unda orta hedefler de anlam bulur.

Sonuçta herkes ya?ant?s?nda as?l ve nihai bir hedefe sahiptir ki onun tüm ihtiyari i?leri do?rudan veya dolayl? olarak o hedefe ula?ma do?rultusunda anlam kazan?r.

Davran??lar?n Hedefe Ula?madaki Etkisi

Kur’an’?n insan tan?mlamas? esas?na göre amellerimiz ve davran??lar?m?z?n her birinin, nihai hedefimiz ve arzulad???m?z kemale ula?mada veya ondan uzakla?mada etkin rolü vard?r. Kur’an-? Kerim bu konuyu birçok ayette vurgulayarak beyan etmi?tir.

Bir grup ayette insan?n ebedi saadet veya bedbahtl???n?n onun amel ve davran??lar?n?n mahsulü ve sonucu oldu?unu okuyoruz. Bu dünyada yapt???m?z her i?in kar??l???n? ahirette görece?iz:

Kim zerre a??rl???nda bir hay?r yapm??sa, onu görür. Kim de zerre a??rl???nda bir kötülük yapm??sa, onu görür.” [6]

Sonra zulmeden kimselere, ‘Kal?c? azab? tad?n! Kendi yapt?klar?n?zdan ba?ka bir ?eyle mi cezaland?r?l?yorsunuz?’ denir.” [7]

Bir grup ayette ise ayn? gerçek ?u ?ekilde tasvir edilmi?tir: Yapaca??m?z her iyi i?in neticesi kendimizedir, Yüce Allah’a de?il. Zira Allah mutlak surette kâmildir; ba?kalar?na ve onlar?n güzel davran??lar?na hiçbir ?ekilde muhtaç de?ildir:

?yilik ederseniz, kendinize iyilik etmi? olursunuz; kötülük ederseniz de, yine kendinize.” [8]

Ba?ka bir grup ayette ise ?unu okumaktay?z: Yapaca??m?z uygunsuz ve kötü davran??lar kendi yakam?za yap??acakt?r, ba?kalar?n?n de?il! Herkes kendi davran??lar?ndan mesuldür:

De ki: Allah her ?eyin Rabbi iken O’ndan ba?ka kendime bir Rab mi arayay?m?! Herkesin kazand??? (günah), yaln?z kendi aleyhinedir. Hiçbir günahkâr, ba?kas?n?n günah yükünü ta??maz. Sonra dönü?ünüz Rabbinizedir ve O, hakk?nda ayr?l??a dü?tü?ünüz ?eyi(n gerçe?ini) size bildirecektir.” [9]

Kim hidayet bulursa, kendisi için hidayet bulur. Kim de do?ru yoldan saparsa, kendi zarar?na sapar. Hiçbir günahkâr, ba?kas?n?n günah yükünü ta??maz. Biz, bir peygamber göndermedikçe azap edecek de?iliz.” [10]

Allah’a Yak?nl?k, ?nsan ?çin Nihai Kemaldir

?slami ö?retiler esas?na göre insan?n en nihai hedefi; Allah’a yak?nl?k, Allah’a ula?mak ve Allah’a kavu?makt?r. [11]

Emirü’l-Müminin (a.s) Kumeyl duas?nda Yüce Allah’a ?öyle yalvarm??t?r: “Huzurunda nasibi güzel olan kullar?ndan k?l beni. Kap?na en yak?nlardan ve huzuruna en yak?n olanlardan k?l beni.”

?mam Zeynelabidin (a.s), “Münacatu’l-Muhibbin/Sevenlerin Münacat?” ismindeki münacat?nda Yüce Allah’a ?öyle niyaz etmektedir: “?lahi, bizi o kimselerden k?l ki, onlar? yak?nl???n ve velayetin için seçtin, dostlu?un ve sevgin için halis k?ld?n ve görü?men için ?evke getirdin! Kaza [ve kaderine] raz? ettin, yüzüne bakmay? kendisine ihsan ettin, ho?nutlu?unu ona ba???lad?n, hicran ve darg?nl???ndan korudun, kat?ndaki do?ruluk makam?na yerle?tirdin.” [12]

Muhtaçlar?n Münacat? isimli duas?nda da ?öyle arz ediyor: “?lahi, susuzlu?umu sana kavu?maktan ba?ka bir ?ey gideremez; ate?imi sana kavu?maktan ba?ka bir ?ey söndüremez; sana olan i?tiyak?m? yüzüne bakmaktan ba?ka bir ?ey gideremez; istikrars?zl???m? sana yak?n olmaktan ba?ka bir ?ey istikrara dönü?türemez… gam?m? sana yak?nl?ktan ba?ka bir ?ey yok edemez.” [13]

Allah’a Yak?nl???n Manas?

Allah’a yakla?mak, ula?mak ve kavu?man?n mekânsal ve zamansal türden olmad??? aç?kt?r. Zira Allah’?n maddi bir vücudu yok ki O’nunla mekânsal veya zamansal bir irtibat kurulsun. Ayn? ?ekilde Allah’a yak?nl?k, izafi, farazi ve te?rifata dayal? bir ?ey olmay?p aksine varolu?sal bir gerçektir.

Yüce Allah mutlak kemaldir; mutlak kemale yak?nla?maksa daha kâmil olmak anlam?na gelir, yani insan?n varolu?sal hakikati Allah’a yakla?t?kça geli?ir. Birtak?m güzel i?lerin sayesinde insan?n vücudu belli bir kemal merhalesine ula??p ilahi bir vücut oluverir. Hadis-i kutside ?öyle nakledilmi?tir:

“Ey Âdemo?lu! Ben zenginim, fakir olmam; sana emrettiklerimde bana itaat et, seni zengin k?lay?m ki fakir olmayas?n! Ben diriyim, ölmem; sana emrettiklerimde bana itaat et, seni diri k?lay?m ki ölmeyesin! Ey Âdemo?lu! Ben bir ?eye “ol” dedi?imde oluverir; sana emrettiklerimde bana itaat et, seni öyle k?lay?m ki bir ?eye “ol” dedi?inde oluversin.” [14]

?mam Muhammed Bak?r (a.s) ?öyle buyuruyor: Miraç gecesinde Hz. Peygamber (s.a.a) Yüce Allah’tan müminin kat?ndaki yerini ve de?erini sordu?unda Allah ?öyle buyurdu: “Kullar?mdan hiçbiri kendisine farz k?ld???m ?eyden daha sevgili bir ?eyle bana yakla?maz. O nafile (ibadetler) ile bana öyle bir yak?nla??r ki onu severim; onu sevdi?imde ise i?iten kula??, gören gözü ve tutan eli olurum. Beni ça??rd???nda icabet ederim ve benden istedi?inde ona veririm.” [15]

Allah’a Yak?nla?ma Yolu Olarak ?badet

?slam’?n bak?? aç?s?ndan insani hayat?n en yüce maksad?n?n ne oldu?u anla??ld???na göre ?imdi s?ra ?u soruya gelmektedir: Bu hedefe ne ?ekilde yakla??l?r? Genel olarak insan? istiklalden, kendisine tapmaktan ve Allah’a ?irk ko?maktan uzakla?t?ran her ?ey bu hedefe ula?ma yoluna hizmet edebilir.

Allah’tan ba?kas?na istiklal atfetmek ve O’ndan ba?kas?n? dikkate almak, insan?n Yüce Allah’la aras?ndaki varolu?sal ba?? do?ru alg?lamamas?na sebep olur. Ba?ka bir ibaretle ?slami ö?retiler esas?na göre “nihai hedefe ula?man?n yegâne yolu kulluktur” denilebilir. Yukar?daki kutsi hadislerde de bu mesele vurgulanm?? ve bu yüce hedefe ula?abilmenin tek yolunun “itaat” ve “vaciplerle müstehaplar? yerine getirmek” oldu?u belirtilmi?ti.

Kulluk et ki âleme seni sultan k?lay?m

Can feda et ki herkesi sana canan k?lay?m.

Kur’an-? Kerim de insaniyetin müstakim yolunun ibadet oldu?unu aç?k bir ?ekilde ?öyle beyan ediyor:

Yaln?z bana ibadet edin. ??te do?ru yol budur.” [16]

Elbette bu ibadet ve kulluk, sadece namaz ve oruç gibi ?ekilsel bilindik ibadetlerden ibaret de?ildir. Bizim uzuvlar?m?zdan her birinin kendine göre ibadeti vard?r. ?rademizle yapt???m?z her i? Allah’a itaat olabilece?i gibi O’na kar?? isyan da olabilir. Allah bizden, tüm fiillerimiz, hâllerimiz ve isteklerimizin O’nun r?zas? do?rultusunda ve kullu?unu geni?letme yönünde olmas?n? istemektedir.

 

-----------

[1]- ?mam Humeyni, Sahife-i Nur, c. 5, s. 387; 8/1/1979.

[2]- Daha fazla bilgi edinmek için ?u kaynaklara ba?vurabilirsiniz: “?nsan ?inasi Der Kur’an”, Muhammed Taki Misbah Yezdi, Tedvin-i Mahmut Fethali, Kum, Müessese-i ?mam Humeyni, 1388; “?nsan ?inasi”, Mahmut Recebi, Kum, Müessese-i ?mam Humeyni, 1378; “?nsan Der ?slam”, Abdullah Cevadi Amuli, Bica, Merkez-i Ne?r-i Ferhengiy-i Reca, 1372; “Mebaniy-i ?nsan ?inasi Der Kur’an”, Abdullah Nasri, Tahran, Feyz Ka?ani, 1372.

[3]- Secde, 11.

[4]- En’am, 93.

[5]- Muhammed Bak?r Meclisi, Bihar’ul Envar, c. 58, s. 78.

[6]- Zilzal, 7-8.

[7]- Yunus, 52.

[8]- ?sra, 7.

[9]- En’am, 164.

[10]- ?sra, 15.

[11]- Bu konuda daha fazla bilgi edinmek, meselenin akli ve felsefi delilleriyle a?ina olmak için bkz. “Nakd ve Berresiy-i Mekatib-i Ahlaki”, Muhammed Taki Misbah Yezdi, Tahkik ve Nigari?-i Ahmet Hüseyin ?erifi, s. 343-352.

[12]- Muhammed Bak?r Meclisi, Bihar’ul Envar, c. 91, s. 148 (Münacatu’l-Muhibbin).

[13]- Muhammed Bak?r Meclisi, Bihar’ul Envar, c. 91, s. 150 (Münacatu’l-Muftegirin).

[14]- Muhammed Bak?r Meclisi, Bihar’ul Envar, c. 90, s. 376; Hüseyin Nuri, Müstedreku’l-Vesail, c. 11, s. 259, h. 12928.

[15]- el-Kâfi, c. 2, s. 352.

[16]- Yasin, 61.

Tarih: 03-05-2023

FACEBOOK YORUM
Yorum