Toplumda Aile Türleri
Dünyanın farklı noktalarında, farklı şekillerde görülen aile, en önemli sosyal birimden ibarettir.
Bismillahirrahmanirrahim
Küçük bir birim olan aile, sahip olduğu büyük ve köklü etkisiyle, tarih boyunca toplumların yeniden yapılanmasında ve şekillenmesinde önemli görev üstlenmiştir.
Aileler ve onlardan şekillenen toplumlar üzerinde derinlemesine düşünüldüğünde, onlar arasında birtakım farklılıklar ve benzerlikler olduğu görülecektir. Bu farklılıkların kökeni, aile düzeninin kabul etmiş olduğu inançlar, düşünceler ve kaynaklardır. Bundan dolayı bu etkenlerin tümüne eğilmek, çok geniş bir zaman gerektirecektir. Ancak genel olarak ailelerin iki kısım olduğu söylenebilir:
– Bazı aileler vardır ki onların işlevlerinde din ve dinî değerler ön plandadır ve bu ailelerin düzeninde dinin önemli bir katkısı vardır.
– Bazı aileler de vardır ki, onların düzeninde dinin ve dinî yasaların hiçbir payı yoktur. Bu ailelerin düzeni, belli siyasi ve sosyal ideolojilerden oluşmuş, ırkçılığın özel ve modern örneklerinden etkilenmiştir.
Beşerî toplumlardaki aile türleri ve açıklanması:
1- Ataerkil Aile
Bazı insan bilimcilerine göre, babanın kimliği evlilik sonrasında ortaya çıkmış ve bu da erkeklerin kadınlar üzerinde egemenlik kurmasına neden olmuştur. Böylece ağır ve asıl faaliyetler erkekler tarafından yürütülmüş ve kadınlar ise, konum değişikliği ile olumsuz yönde köklü değişimlerle karşılaşmışlardır.
Bu değişimler öyle bir seviyede olmuştur ki, üretim yönündeki çalışmalardan ve geçim temininde katılımcı olmaktan uzaklaştırılmış, sadece önemsiz işler kadınlara bırakılmıştır.
Bu bakış tarzının olumsuz sonuçlarından biri, kadının değer kaybetmesine, cariye ve köle konumuna indirgenmesine neden olmuştur. Böylece kadınlara köle gözüyle bakılmış ve kadınlar da diğer mallar gibi erkeklerin mülkiyet dairesi dâhilinde yer almış, alınıp satılabilir bir varlık olarak görülmüştür.
Tarihî bulgular uyarınca ataerkil aile, barbarlık döneminin sonlarına doğru ortaya çıkmıştır. Bu aile türü babadan, anneden, evlatlardan, torunlardan ve bazı akrabalardan oluşur. Bu ailelerde evlatlar babaya isnat edilir ve de mallar, ayrıcalıklar, haklar, siyasi sorumluluklar, dinî görevler, ekonomik yükümlülükler... babadan oğula geçer. Bu aile türüne, akrabalık bağlarına dayalı olduğundan dolayı "kan birliği ailesi" de denmiştir.
2- Anaerkil Aile
Ailelerin tarih seyrindeki değişimine kısaca bakıldığında anlaşılan şudur: İlkel ortak toplumlarda her şey herkese aitti ve annelerle evlatlar arasındaki ilişki de anlaşılır türden idi. Bundan dolayı da kadınlar ve anneler iktidar ve otorite bakımından iyi bir konumdaydı. Bu nedenle bir grup erkeğin bir grup kadını eş olarak seçtiği grup evliliğinde baba olmak, artık anlamsız bir şey olarak nitelenirdi. Çünkü evlatların hiçbirinin babası belli değildi; oysaki anne bilinmekteydi ve bu da anneye özel bir konum kazandırmıştı.
Anne rolünün önem kazandığı böyle bir düzende anne, kendi çocuklarının tümünü ortak ailenin evlatları olarak görür ve hepsine annelik ederdi. Annenin soyadının evlatlara verilmesi, eski Yunanlıların bir kesimi arasında gelenek idi. Eski Mısır'da da bir kralın ölmesi durumunda onun yerine bir kadın geçerdi ve bu, kadınlara ait bir hak olarak kabul edilirdi.
Bazı tarihçiler, nesebî akrabalık alanında gözetilmiş olan eski ilkelerden hareketle, akrabalıkta annenin önemli rol oynamış olduğunu savunmuşlardır. Bu açıdan bazıları, kadınların seramikçilik gibi el işleriyle iştigalini ve de tarımcılık uğraşını, anaerkil düzenin oluşumunda en önemli etkenlerden biri olarak görmüş ve bu durumun kadınlara üstün bir konum kazandırdığını ileri sürmüşlerdir.
3- Geniş Aile
Yapı itibariyle ataerkil aile türlerinden olan bu ailenin gençleri, birbirleriyle evlenerek sebebî akrabalıklar da kurarlar. Böylece nesebî ve sebebî akrabalar mümkün olduğunca bir arada yaşarlar. Bu tür ailelerin her üyesi, ailenin diğer üyelerinin duygusal, eğitsel, ekonomik ve sosyal gereksinimlerini temin etmede açık bir payı vardır.
Geniş ailelerin geçim temeli tarımcılık ve hayvancılık üzerine kuruludur ve ailenin bütün fertleri üretim çalışmalarında ortak olup kendi emeğinin ürününden faydalanır. Belirtmeliyiz ki bu ailelerde yönetim, babanındır ve bundan dolayı da ailenin erkekleri, otorite ve güçleri dolayısıyla özel bir saygıya sahiptirler.
Bu ailelerde dikkate şayan olan husus, ailenin bütün azalarının birbirlerine karşı destek ve eğitsel konumda olmalarıdır. Bu düzen ve yapıda, bu işlevin özel bir şeffaflığı vardır. Bu aile düzeninde ailenin bütün azaları, çocukların eğitiminde rol oynar. Gerçekte çocukların büyümesi, gelişmesi ve eğitimi aile ortamında gerçekleşir. Bunun yanı sıra ailedeki yaşlılar ve çalışma gücünü kaybedenler, ailenin diğer fertleri tarafından hem desteklenir ve hem de saygı görürler.
4- Birbirine Bağlı Aile
Her iki tarafın mal ve servetlerine ortaklıkları, bu aile türünün ana eksenidir. Yani büyük ailenin bütün gayreti, ailenin topraklarını, taşınmazlarını ve servetini korumak; bölünmesine engel olmaktır. Bu konu, ailenin bütün azaları için gerekli ve kaçınılmazdır.
Bu aile, genellikle aynı nesilden gelen ve birlikte yaşayan kardeşlerden ve onların evlatlarından oluşur. Bu ailelerdeki bağlılık öyle güçlüdür ki, kardeşlerden birinin diğer aile azalarından ayrı yaşaması durumunda bile ailenin asıl azası olarak addedilir; aile servetinin ortağı olarak görülür ve gerekli durumlarda da asıl ailelerine geri dönerler.
Erkek, bu aile türünde aile biriminin başında bulunur. Ailenin yaşlı bireyleri, bir ömür tecrübesini taşıyor olmaları hasebiyle özel bir değer ve saygınlığa sahiptirler. Ailenin yaşlılarının, aile ile ilgili kararlarda önemli yeri ve konumu vardır. Bu aile türü Hindistan'da yaygındır. Ancak son dönemlerde ortaya çıkan ekonomik ve sosyal değişimlerin etkisiyle bu aile türü değer ve konum kaybına uğramış ve aile fertlerinin ayrı ve bağımsız yaşam eğilimi artış göstermiştir.
5- Çekirdek Aile
Çekirdek aile, eşlerden ve henüz evlenmemiş olan çocuklardan oluşan bir aile türüdür. Bu aile türünde önemli kararlar, karşılıklı müzakere ve danışma yoluyla alınır.
Bu aile türünde eşler, yakın veya uzak bütün akrabalarından bağımsız ve ayrı olarak yaşadıklarından ötürü akrabalık bağı şekillenmemiştir. Ailenin yaşlılarının, düşkünlerinin ve muhtaçlarının geçim ve refahı devlet tarafından veya özel kurum ve kuruluşlar eliyle karşılanır.
İskân itibariyle baba ocaklı, ana ocaklı, yeni ocaklı... gibi veya yaşam şekil ve yöntemi itibariyle oymak, köylü, şehirli... gibi aile türleri de vardır. Bu aile türleri coğrafya, yer, ırk, dil ve kültür şartlarına uyumlu olarak şekillenmiştir.
Mukaddes İslâm dini, akıl çerçevesi dâhilinde olan aile türlerini dışlamamış ve hatta desteklemiştir; hurafelere kurulu, mantık ve akıl dışı olanlarını ise, reddetmiştir.
İnsanlığın ve beşerî toplumların sosyal dejenere ve afetlerden korunabilmesi, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürebilmesi için, aileler ilahi din ve yasalara yakınlaşmalı ve yakınlaştırılmalıdırlar.
Şu da bir gerçektir ki, aileler arasında dayanışma ve bağlılığı sağlayacak en güzel ve en yetkin yasalar, mukaddes İslâm dininin buyruklarıdır. Bu buyrukların her yönüyle gözetilmesi durumunda, aileler yapı ve içerik bakımından en ideal olgunluk, gelişim, sağlık ve mutluluğa sahip olacaklardır.
Dr. Rıza Ramazanî
Tarih: 15-03-2023