içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Toplumda Ailenin Önem ve Konumu

Aile, en azından bir kadın ve eşinden oluşan, çevresiyle direkt ilişkisi olan ve bir noktada durmayan bir kurumdur.

Toplumda Ailenin Önem ve Konumu

Bismillahirrahmanirrahim

Aile, en azından bir kadın ve eşinden oluşan, çevresiyle direkt ilişkisi olan ve bir noktada durmayan bir kurumdur. Toplumun maraton veya monoton hâli yetkin bir şekilde aileyi etkileme ve ailenin hareket seyrini olumlu veya olumsuz yönde değiştirme niteliğine sahiptir. Öte yandan da, gerekli insanî standartlara sahip olan toplumlarda istikrar, emniyet, olgunluk ve kalkınma zemininin doğacağı da herkes tarafından bilinmektedir.

Aile ve toplum arasında direkt bir ilişkinin varlığı ve toplumların şekillenmesinde, yönlendirilmesinde ailenin çok etkin rolünün varlığı, farklı insanî ilimler alanındaki düşünürlerin, ideal bir aile için gerekli standartları belirlemek üzere işe koyulmalarına neden olmuştur. Bu düşünürlere göre topluma emniyet ve istikrar kazandıracak, ailelerin aktif olarak rolünü ifa etmesine neden olacak ilkelerin ve yasaların gözetilmesi, düzgüsel ve normatif aile yapısını da beraberinde getirecektir.

Bu sınıflama, düzgülü (normal) ve düzgüsüz ailelerin ölçüsünü belirlemekle birlikte, parçalanmış veya birbirine bağlı, asil veya köksüz, iyi veya kötü gibi aile kısımlarını da kapsar. Bu yüzden insanî ilke ve yasaları gözetmek, ailevi davranışların kökenini oluşturmakla birlikte akıl ve dinden kaynaklanan asalet ve yapıya sahip olmak, ailenin hareket standartlarının şekillenmesinde çok önemli rol oynayacaktır.

Kabul etmek gerekir ki, ancak akıl ve dinden kaynaklanan yasa ve ölçüler aileye asalet kazandıracak ve sosyal hareketlerin şekillenmesinde ailenin etkin rolünü ifa etmesine zemin hazırlayacaktır. Bu iki kaynaktan nasiplenmeyen yasa ve öğretiler, toplumların ve ailelerin sorunlarını ortadan kaldıramamakla kalmamış ve hatta yanlış adres göstermekle de sorunların artmasına neden olmuştur. Bu nedenle de sözü edilen toplumların sorumluları, büyük harcamalar yaparak sorunları ortadan kaldırmak için yeni arayışlara girmek zorunda kalmışlardır.

Aile Kavramı

Aile kelimesi, kapalı ve sınırlı bir alan anlamı çağrıştırmaktadır ki aile fertleri bu alanda yaşar, meşru zevklerden yararlanır, dinlenme ve huzur bulma gibi ruhsal ve bedensel ihtiyaçlarını burada temin eder. Gerçekte aile; ıslah ve eğitimin gerçekleştiği, olgunluk ve yücelik zemininin hazırlandığı, yönetim ve sorumluluk kabullenme yeteneğinin geliştiği yerdir. Bu bakımdan aile, ümit ve arzuların merkezi olarak algılanabilir. İşte bu nedenle fikrî, ahlâkî, siyasî olgunluk ve gelişimin ve de ilgili alanlardaki yıkımların kökenlerini ailede aramak gerekir.

Ailenin Toplum Üzerindeki Rolü

Evlilik, iki tarafın kendi istek ve iradesiyle ve "akit" adı altında şekillenen kutsal anlaşmalardandır. Bu akdin sonucu, ailede gönül birliğini, yardımlaşmayı ve dayanışmayı doğuran teamül ve anlayıştan ibarettir. Günümüzün büyük toplumları, bu kutsal kurumlar sayesinde şekillenmiştir.

Günümüz toplumlarında aile, çok önemli hukukî bir kurum olarak tanımlanır. Bu doğrultuda ailenin konumunun güçlendirilmesi adına bir takım yasalar vazedilmiştir. Sorumluluk üstlenme, görev bilinci ve dayanışma, aile kurumunun en önemli öğretilerinden olup topluma yayılarak büyür. Gerçekte toplumun hareket çarkını döndüren şey, ailelerde yetişen ve aile eğitimi almış bireylerin kendilerine uygun olarak görev bilinci taşımaları ve sorumluluk yüklenmeleridir.

Bundan dolayı aile kurumunda var olabilecek her hangi bir olumsuzluk ve sorun, direkt olarak ve yine olumsuz yönde toplumu etkileyecektir. Aile ve toplum arasındaki karşılıklı etkileşimin göz önünde bulundurulmasıyla, aile bireylerinin eğitiminin ne denli önemli olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Ailede Eğitim

Aile, bir yandan temel eğitimin başladığı okul ve öte yandan da değişim, gelişim ve yüceliş zemini hazırlayan örnek edindirme ocağıdır. Eğitim alanında aileden daha önemli bir kurum bulunamaz. Bu açıdan aile çok özel ve şahsına münhasır bir konumdadır.

Çocukların eğitimi ve yeteneklerinin norm bulması için İslâm dininin ebeveynlere hitaben yaptığı ciddi tavsiyelerin nedeni de budur. Bu hususta gerektiği şekliyle ihtiyat ve dikkat edilmezse şayet, telafi edilemez sorun ve sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Bunun tek kaynağı ise, özellikle doğum sonrasında ve çocukluk döneminde aile içi eğitim ilkelerini önemsememektir. Çünkü eğitimin şekil, yöntem ve içeriği ile ilgili yanlışın her türü, direkt olarak çocuk üzerinde etkisini gösterecek ve çocukta değiştirilmesi imkânsız veya çok zor olan bir biçim alacaktır.

Aile bedensel, ruhsal, duygusal ve zihinsel alanda çocuğa olgunluk, erginlik kazandırabilir ve yine aile, eğitim hususundaki duyarsızlığı veya yanlış eğitim tarzı seçmesi sonucunda gelecek nesillerin de bozulmasına neden olabilir. Çocuğun maddî ve manevi güçlerinin gelişmesi ve olgunlaşması bağlamında ailenin rolü görmezden gelinemez.

Aile ve Kültür

Açıklandığı üzere, sağlıklı aile faktörü olmaksızın, birey ve toplumun amaçlı, ilkeli ve yüce hayat tarzına ulaşması imkânsızdır. Öte yandan da kutsal aile ocağı; kültür, medeniyet, edep ve geleneklerin aktarım köprüsüdür. O hâlde medeniyetin ve kültürün beka ve devamı için ondan başka bir yol yoktur. Beşerî toplumların ana çekirdeğini ve altyapısını oluşturan aile kurumudur. Ailede oluşabilecek en küçük bir sapma ile kültürel ve sosyal düzgüsüzlükler toplumun yapısını tahrip edecektir.

Yakın geçmişimizin sosyal bilimler teorisyenleri, ailenin ortadan kaldırılmasını amaçlayan görüşler ileri sürmüşlerdir. Bu düşüncenin savunucularına göre, çocuklar resmi kurumlarda veya yatılı okullarda toplanmalı ve orada eğitilmelidirler.

İlginçtir ki bu teori bazı toplumlarda açık bir şekilde dile getirilmiş, bunun hayata geçirilmesini sağlayan bazı yasalar yürürlüğe konmuş ve herkes de bu yasalara uymak zorunda bırakılmıştı. Ancak çok geçmeden herkes, bu yasaların acı sonuçlarıyla karşılaşmıştı.

Günümüz dünyası, ailenin ortadan kaldırılmasının çok tehlikeli olduğu, birey ve toplumun yaşamında birçok olumsuzluklar ve bozukluklar çıkardığı sonucuna varmıştır.

İslâm ve Aile

Kutsal ve ilahi bir din olan İslâm dini, aileyi özel olarak önemsemiş, insanların aile kurmada ciddi olmalarını ivedilikle istemiş ve bunun gerçekleşmesi için de insanları teşvik etmiştir. Yani İslâm dini, bu sıcak yuvanın kurulmasını, önemli ve vazgeçilemez bir ihtiyaç ve yüce Allah katında sevilen bir girişim olarak görmüş ve bu kurumun emniyet, olgunluk ve yetkinlik kazanması için çok farklı ve pratik programlar öngörmüştür.

İslâm dini, birey ve fertler arasındaki ilişkilerde kayıt ve şart gözetilmeyen "açık aile" yapısını benimsememektedir. Çünkü bu ilişki sonucunda, aile bireylerinin olumlu veya olumsuz özellikleri diğer aile bireylerine intikal edecektir. Aynı zamanda İslâm dini, kapalı aile yapısına da karşıdır.

İslâm dini, feyzin asıl kaynağı olan yüce Allah'a dayandığından ve yüce Allah da tümüyle insanın varlıksal boyutlarına hikmet uyarınca nazar ettiğinden dolayı, aileye olgunluk ve erginlik kazandıracak bütüncül ve mükemmel bir program sunmuştur. Aileler, ancak bu semavî programa bağlı kalmakla aile alanındaki beşerî yasaların olumsuz yönlerinden korunabilecek, ailenin yücelik ve yetkinlik yönündeki hareketini sekteye uğratacak olası tehdit ve afetleri engelleyebilecektir.

Tarih: 12-10-2022

FACEBOOK YORUM
Yorum