Ali Oluz

Bismillahirrahmanirrahim

Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Mecid'in 76. Suresi İNSAN ya da DEHR (Çağ) olarak isimlendirilmiş olup ve 31 Ayeti Şerife'den müteşekkildir. 29. Cüzde yer alan bu Surenin Peygamberi Ekrem Hz. Muhammed'in (s.a.a) neslinin yürüdüğü o sıralarda 4 neferden müteşekkil EHLİBEYT YUVASINDA {Hz.FATIMA (s.a) + Hz. ALİ (a.s) = Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin (a.s)} vuku bulan bir Hadise üzerine nazil olduğuna inanıyoruz:

Birkaç gündür Hasta olan Çocuklarında bütün çabalamalarına rağmen herhangi bir iyileşme alameti fark edemeyen Hz. Fatıma (s.a) annemiz eğer sıhhatlerine kavuşurlarsa, 3 gün Oruç tutmayı ADAK eder. Daha sonra bunu haber olan Sevgili Eşi Hz. Ali (a.s) efendimiz de katılır ve hatta çocukları Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin (a.s) de anne-babalarına eşlik ederler. Cennet Gençlerinin Efendileri Sıhhatlerine kavuşur kavuşmaz tüm Aile adaklarını yerine getirmek için 3 günlük ORUC'a niyetlenirler.

İlk gün tam iftar edeceklerken kapı çalınır ve bir yoksul aç olduğunu izhar ederek, kendilerinden karnını doyuracak bir şeyler ister. Aile zaten şehrin belki de en Kıt Kanaat geçinen bütçesine sahip olduğundan ancak düzeltebildikleri Fakirane Sofrasında olan biteni toplar ve bu Miskin'e vererek, su ile oruçlarını açarlar.

İkinci gün bir Yetim ve Üçüncü günde bir Esirin (Tutsak) kapıyı çalıp karınlarını doyuracak bir şeyler istemeleri üzerine aynı manzara tekerrür edip durur.

Ve kendine Vahyolan İNSAN (DEHR) Suresi Ayetleri sonrası kızı ve torunlarının evine giden ALLAH RESULÜ (s.a.a), karşısında gıdasızlıktan neredeyse bitkin ve bitap düşmüş bir Aile manzarasıyla karşılaşır...

Daha önceki bir yazımda "KUR'AN'a en büyük Hürmet ve Hizmet O'nu HIFZ ETMEKLE gerçekleşir!" diyen bu ülkenin en tepesindeki ALİMLERİN Suratlarına "HAYIR! KUR'AN'A SAYGI ve HİZMET O'NU ANLAMAK ve AMELE DÖKEREK PRATİKTE YAŞAMAKLA OLUR!" cevabını yapıştırmıştım! Çünkü bu Kur'an'ı sadece EZBER yapmakla sık-sık Emrettiği AKLETMEK, TEFEKKÜR ETMEK hasletlerinden geri kalabilir ve hatta bunları faydasız - önemsiz faaliyetler olarak değerlendirme sapkınlıklarına dahi yakalanabilirsiniz! Öyle olunca da mesela Kur'an'ın MÂUN SURESİ (yani KILDIKLARI NAMAZLARLA DİN'i YALANLAYANLAR) veya yine bahsedilen MESCİD-İ ZİRAR mevzusu (yani İNŞA ETTİKLERİ MESCİT'TE ALLAH, indirdiği MÜTEKÂMİL ve SON DİNİ olan İSLAM ve ELÇİSİ Hz. PEYGAMBERİMİZ (s.a.a) ALEYHİNE MÜCADELEYE GİRİŞENLER) gibi konuları anlayamaz ve "Bunlar geçmişe ait bahsedilen ve Hikaye edilen Mevzulardır ve GÜNÜMÜZLE ALAKALARINI BULMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR!" gibi ÜMMETİ Bugünkü 1500 YILIK TARİHİNİN EN ZELİL DURUMLARINA düşürebilecek yanılgılara kapılabilirsiniz!

Ben şahsen KUTSAL KİTABIMIZ KUR'AN'I "YIRTILMIŞ bir PARANIN YARI PARÇASINA" benzetirim ve eğer DİĞER YARISINI BULARAK, YANINA GETİRİP YAPIŞTIRAMAZSANIZ, ONU ANLAMAK ve HİDAYET EDİCİLİK özelliğinden NASİPLENMEK şansınız neredeyse SIFIRLANIR!

Geçen Annemle Berat Gecesi'nde Üç Aylardaki Öneme Haiz GECELER (Kandil) hakkında sohbet ederken İnternetten bu GECELER hakkında KUR'AN'da belirgin hiçbir işaret olmadığını hatta mevzu-bahis dahi edilmediğini öğrendim. Kur'an'da geçen tek MUKADDES GECE RAMAZAN AYI Sonlarına denk gelen ama hangi GÜN olduğuna dair Ümmetin elinde tam KESİN bir bilgi olmayan KADİR GECESİ! Elimizdeki en güvenilir ve ÜMMETİN İTTİFAKEN Kabullendiği dayanak KADİR GECESİ'NİN RAMAZAN AYI'nın SON 10 Gününe rastgelen 6 GECE'den birisine tekabül ettiği gerçekliği! Bu KADİR GECESİ'nin tespitinde acziyet içerisindeki ÜMMET'in Kur'an'da anılmayan diğer REGÂİB, Bİ'SET-MİRAC, BERAT gecelerindeki şüpheye mahal bırakmayan İTTİFAKI bize ne anlatıyor sizce?

Mesela EZAN OKUNARAK davet edildiğimiz "NAMAZ VAKİTLERİMİZ" KUR'AN'DA bildiğim kadarıyla GÜNEŞ'in GÜN İÇİNDEKİ SADECE ÜÇ KONUMUYLA (ŞAFAK-GÜNORTA-BATIŞ {MAĞRİB}) İLE ANLATILIRKEN GÜNEŞ KAYBOLDUĞUNDA İŞA EZANI ne zaman OKUNMALI Sorusunun altından NASIL KALKILACAK?

MUKADDEZ KİTABIMIZ KUR'AN'daki bu müphemliklerin yanında mesela bir APAÇIK ABDEST ANLATIMI MEVCUTKEN, Onda dahi İTTİFAK SAĞLANAMAMASI (ki EHLİBEYT TARAFTARLARI OLAN Şİİ CAFERİLER, AYETİN SONUNU "BAŞINIZI MESHEDİN AYAKLARINIZLA BERABER" şeklinde anlar ve SÜNNETE dayandırarak ayaklarını MESHEDERLER. (Kİ BU UYGULAMA AYAĞA GİYİLEN MESİH ÜZERİNE MESHETME Fıkhi kaidesiyle EHLİ SÜNNET KARDEŞLERDE DE PRATİKTE KABUL EDİLMİŞTİR!) Bilmem KÂĞIT PARA'NIN DİĞER YARISI benzetme sebebimin temel gerekçelerini siz muhteremlere anlatabildim mi?

57 DEVLETLİ-BAYRAKLI, nüfusu neredeyse 2 Milyara ulaşmış İSLAM ALEMİ'nin KUDÜS ve GAZZE ZİLLETİNE DÜÇAR OLARAK ELİ-KOLU BAĞLI BİR SEYİRCİ STATÜSÜ ZELALETİNE ESİR OLUŞUNDA BU "KUR'AN KÂĞIT PARA'NIN YARISI" TANIMI NASIL BİR ÇIKIŞ YOLU GÖSTERİR BİLEMEM TABİİKİ!

Aslen daha KUTSAL KUR'AN'IMIZI gereken kural-kaideyle okumayı beceremeyen benim gibi bir AVAM CAHİLİNİN bu mevzuları gündeme taşıyan KİŞİ OLMASI bile ÜMMETİN DİNLERİ MUKADDES İSLAM'dan ne kadar uzak düştüğüne delil olabilir mi? Buyurun sizler cevaplayın Lütfen!

Ama benim bildiğim EN BELİRGİN DELİLİM İşte KUDÜS ve GAZZE'deki SOYKIRIMA UĞRATILAN MAZLUM FİLİSTİNLİLERDEN DAHA FAZLA İÇERİSİNDE MİSKİN, YETİM ve ESİR BARINDIRAN BAŞKA BİR MİLLET BULUNMADIĞIDIR! HAYDİN İNSAN (DEHR) SURESİ'NİN AYETLERİYLE AMEL EDEREK BAHSETTİĞİ MÜKAFATLARA DOĞRU KOŞUŞTURMAYA! HAYDİN MÜBAREK RAMAZAN AYI'NDA BU SURENİN MÜJDELEDİĞİ HASLETLERE BÜRÜNEREK HAYR-HASENAT-İNFAK YOLUNDA BİRBİRİMİZLE YARIŞMAYA!

MÜCAHEDENİZ MÜBAREK OLSUN!

Ali OLUZ